- Kategori
- İlişkiler
Un(m)ut

Bazen kelimesini çok kullanırım yazılarımda. Her zaman veya hiçbir zaman diye başlayan cümlelerden daha esnek olmasından mıdır bilemem, kesin ve keskin konuşmalardan hep kaçmışımdır. İddialı olmak belki de güzeldir bazı konularda ama bazen...
Canımız istediğinde yaptığımız her neyse bizi mutlu ediyorsa sonunu düşünmeden hareket edebiliyoruz. Peki ya mutsuz olduğumuzda? Vazgeçebiliyor muyuz? Kendimizi çekip götürebiliyor muyuz mutlu diyarlara?
Bizi mutsuz eden olaylar karşısında ne kadar doğru karar verebiliyoruz acaba? Belki de doğru veya yanlış karar diye birşey yoktur sadece kader vadır... Yaşadığımız veya yaşamak zorunda bırakıldığımız mutsuzluk olgusunu yok etmek çoğu zaman zor olmuyor mu ilişkilerde?
İşte böyle bir dönemde kendim için yazdığım bir yazı var sizinle paylaşmak istediğim. Her insan aynı duyguları hissediyor bu dünyada. Kimisi az yara alarak atlatıyor kimisi uzun sürede ayağa kalkabiliyor malesef. Belki ben ondan önce ya da sen benden sonra yaşayacaksın kim bilir! Sonuç olarak sana yazdım okursan:
Rengini belli etme yüreğim.Ne demiştim sana ağlamak yok. Siyahı unut, beyazı unut hele kırmızıyı kesinlikle unut. Aşk sana yaramadı güzelim. Bırak onu da sevmeyi de unut. Ne demişti aklın sana ''olmaz, bir daha dönülmez''.
Dönüşün dönüşü olmazdı unutma. Sana senden başkasının faydası yok aklından çıkarma sakın. Çıkarmayı unut.
İçinde kalsın isterse.
İstersen güzel olanı istersen kötü olanı unut. Seçim senin elinde, unutanları unut. Lütfen...