Üniversitede vahşet

Üniversiteler, adı üzerinde ilim ve bilimle uğraşan, ''Üniversal'' yani tüm dünyayı ilgilendiren evrensel bilim ve ilim üreten merkezlerdir. Orada görev yapan öğretim üyeleri de insanlığa örnek ve önder olacak özgün eserler sergileyen seçkin insanlar olmalıdır.

Bugünkü modern yaşamımızda insan ömrünü uzatan tıbbi çalışmalardan , uzay bilimine;robotları canlıların emrine sonan mühendislik harikalarından, hızla kendini yenileyen bilişim sektörüne kadar başdöndüren ve insanoğluna parmak ısırtan mucitler ve icatlar, çağdaş eğitim veren ülkelerin üniversitelerinde üretilmektedir.
Üniversite hocalığımda, japonyadan gelen bilim adamlarını fakültemizde konuk etmiştik.O zamanlar, mürekkepli teksir makinalarıyla ders notları bastığımızı gören yabancı bilim adamları halimize acımış ve okulumuza iki adet modern fotokopi makinası bağışlamışlardı.

O güzelim cihazlar gerek bürokratik işlemlerden ve gerekse teknik elemanını bulana dek bir yıl dantelli örtülerin altında yöneticilerin odasını süslemişti.

Halbuki çağdaş üniversiteler, o cihazları 40 yıl önceden kullanmaya başlamışlardı.Biz, hocalar barakalarda otururken dekanlar ve rektörler makam odalarını süsleme yarışındaydılar.

Haksız uygulamalara baş kaldıran hocalar, bilim yapmak isteyen gerçek araştırmacılar, ya sürgün ettiriliyorlar ya da birtakım entrikalarla pasivize ediliyorlardı.

ABD'den gelen fizik üstadı bir Türk Bilim Adamı fesat çevrelerce 11 ay çalıştırılmadan Kanada'ya geri dönmesine neden olmuşlardı.Onun yerine torpilli ve beceriksiz bir asistan yeğlenmişti.Hatta o zamanki bir ''garip''dekan , Farsça mezunu olan gelinini Türkçe Hocası olarak üniversiteye yutturmuştu.Karşı çıkanın da boynunu vurdurmuştu....

Ülkemizde iki- üç üniversite dışında bilim yerine filimler çevrilmektedir.Binlerce öğretim üyesinin ''güya'' yetiştiği güzel yurdumun zengin su kaynakları ya denizlerde ya kanallarda heba olmakta, su akarken bilim adamları bakmaktadır...
Çoğu birbirini yemekten, siyasilere yaranarak makam kapmaktan, ya da üniversitelerini çağ dışı doğmaların ''doğurganlarıyla ''doldurmaktan bilimsel buluşlara zaman ayıramamaktadırlar.Siz hiç duydunuz mu bir üniversite heyetinin çıkıp da Ankara'nın kuraklık felaketine çözüm ürettiklerini...?Nerde... Onlar da kuyu başlarında kovalarıyla su sırasında kavga ediyorlardı...Yetkin ve liyakat sahibi insanları yiyip bitiren bu mekanizma, bir de oy uğruna her ile, baraka biçiminde üniversite adı altında ''harabeler'' açmaktadır.Hiç unutamıyorum Gazi Üniverfsitesinden bir heyetin Çorum'daki fakülte binasıyla ilgili deprem raporu şöyleydi:''DEPREM OLMADIĞI TAKDİRDE BİNA YIKILMAZ...''Heeyy gidi Aziz Nesin sağ olsaydı ne mizahlar döktürürdü.Nesin hayattayken , aptallar olmasaydı ben bu kadar para kazanamazdım...diyordu.

**************************************************************

İşte Aziz Nesin'lik yeni bir olay....:
''Bu sabah HÜRRİYET gazetesinin internet sayfasında manşetten bir haber....:

''KIRŞEHİR AHİ ÜNİVERSİTESİ Rektörü Selahattin Salman, toplantı salonundan kovduğu prof.Zafer Bahçeci çıkmak istemeyince ''özürlü adamı ''koltuğundan kaptığı gibi koridora atmış...!!!!''

Sebep:Toplantıda Sağlık Okulu Müdürü , Mustafa Dincer'le küfürlü ağız DALAŞI'na girmesiymiş....???

Daha enteresanı....sıkı durun...Saldırıya ve şiddete maruz kalan Özürlü hoca, ''O benim eski hocam döver de söver de...demiş...'' Kişilik de dumura uğramış mı?
Bunların hepsi 60 yaş civarında insanlar....Hepsi üniversite hocaları (?)

Biri Müdür...Saldırgan ise:REKTÖR!!!!...

.Üstelik ikisi biyoloji yani yaşam-bilimci...Kavgayı başlatan Mustafa Dinçer Sağlık Yüksekokulu müdürü..

Güler misin?Ağlar mısın? Veeee olay yeri:Bir Üniversite Adı da AHİ ÜNİVERSİTESİ...

Yani Ahilik:Kardeşlik, dayanışma demek....???Dayanışmayı dayakla karıştırmış rektör...

Şimdi ne mi olacak...? Diğer çirkin olaylar gibi bu vahşet de sümen altı olacak tabi...Ağa babalar hemen devreye girer...

Travmaya uğrayan halinden memnun...

Şikayetçi değilmiş..İlerde camdan da atılsa önemli değil...!!!

Yeter ki makam gitmesin..Ama tanıklar ne diyecek...

Binlerce travmaya uğramış öğrenci kitlesi , çocuklarını bu ''özürlü beyinlere''teslim eden veliler ne diyecek?Östelik burada ÖĞRETMEN yetiştiriliyor!!!

Herkes üç maymunu oynayacak mı?Öyle öyle bu hale gelmedik mi?

Yalnız gözden kaçmayacak bir husus var..Gazetedeki haberi suç ihbarı sayacak savcılarımız var.

Bu ''meczupların''bağlı olduğu muhteşem bir YÖK(?) var...

Elbette bunlar layık oldukları cezaya çarptırılacaklar.Bizler de takipçisi olacağız...
Korkarım bunlar bizi Avrupa'ya da rezil edecekler...