Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Şubat '08

 
Kategori
Tarih
 

Unutulan ada

Unutulan ada
 

ADAKALE


Takvimler 13 Eylül 1967'yi gösterirken, Türkiye'deki gazeteler şu garib satırları düşüyorlardı birinci sayfalarına: "Başbakan S. Demirel Adakale 'deki soydaşlarımızı yurda getirmek için Romanya'ya gitti."

Bu adada yaşayan Türkler nasıl olmuştu da o bir asır süren Balkan cehenneminden kazasız belasız kurtulabildiler. Berlin kongresinden (1878), Lozan Antlaşmasına (1924) kadar birçok sırat köprüsünden nasıl geçip o zamana sağ salim ulaşabildiler!

Tuna üzerindeki bu adanın Türk olarak uzun yaşamının sırrı nerede yatıyordu?

Bugün, Tuna nehri üzerinde, Romanya ve Sırbistan arasında kalmış bir ada olan Adakale, iki hektar yüzölçümüne sahip, nüfusu bini geçmeyen bir yerleşim birimiydi. Halkın çoğunluğunu Türkler oluşturmaktaydı.

Adanın Osmanlı tarafından tam olarak ne zaman fethedildiği bilinmiyor. Ancak bölge genel olarak Fatih Sultan Mehmet dönemi alınmıştı. Küçük olduğundan önemsenmemiş, kayıtlara geçirilmemiştir. İsmini ancak 17. YY.da arşiv belgelerinde görüyoruz.

Adakale, Osmanlının Avusturya ile savaşları sonucu bir kaç kez el değiştirmiştir. Son el değiştirme, I. Mahmut'un 1738'de tekrar sınırlarımıza katmasıyla olmuştur.

Bu dönemden sonra stratejik önemiyle değer kazanmış, Balkanlarda en önemli mevkilerden biri haline gelmiştir.

Osmanlı, Sırbistan'daki garnizonlarını 1867'de boşaltmış, Adakale unutulmuştur. Bu unutulmuşluk 1878 Berlin kongresinde de devam etmiştir (Bu kongre sonucu Sırbistan, Karadağ, Romanya Osmanlıdan bağımsızlığını kazanmıştı). Çevresi Osmanlı tarafından tamamen boşaltıldığı halde Adakale kimsenin aklına gelmemiştir.

Osmanlı toprağı kalmaya devam eden adaya hala İstanbul'dan memurlar atanmakta, müdürler, kadılar tayin edilmektedir. Hatta Meşrutiyetin ilanından sonra, ada halkı meclise temsilcilerini bile göndermişlerdir.

I. Dünya Savaşından sonra, Avusturya-Macaristan'ın toprakları paylaşılınca Adakale, Romanya'ya bırakılmış ancak Osmanlı bunu hiçbir zaman kabul etmemiştir. Aynı durum Cumhuriyet dönemi devam etmiş, Ankara da Adakale'yi toprağı saymıştır.

İşte yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin Osmanlının devamı olduğunu gösteren açık bir olay.

TBMM Hükümeti de Adakale'yi bırakmaya niyetli değildir. Misak-ı Milli sınırları içinde yer almamasına rağmen, Türk Heyeti, Lozan görüşmelerinde Adakale'yi ısrarla savunmuş, Romenleri şaşırtmıştır. Yoksa bunların niyeti tekrar Balkanları ele geçirmek mi? sorusunu delegelerin beyinlerini kemirmesine yol açmıştır.

Lozan'da İsmet Paşa'nın karşılaştığı bunaltıcı direnç karşısında görüşmeler sona ermişti. Şubat 1923'de tekrar başlayan ikinci görüşmelerde de bu adacık üzerindeki ısrar devam ettirilmiştir.

Hatta Adakale'ye Bucak Müdürü olarak atanan ama Romenlerin itirazı üzerine görevine başlayamayan Firuz Bey'in görev yerine gönderilmesi talimatı bizzat Başbakan Rauf Orbay tarfından İsmet Paşa'ya çekilen bir telgraf ile verilecektir.

İngiltere'nin baskıları sonucu Adakale resmi olarak 1923'de anavatandan kopacaktır. 1923'den 1967'ye kadar adada yaşayan nüfus Romanya'nı Tuna üzerine yaptırdığı baraj yüzünden, adanın sular altında kalcağından boşaltılmış, S. Demirel adada kalan son Türkleri uçağı ile Türkiye'ye getirmiştir.

Kaynak: Araştırmacı- Yazar Haşim Şahin

 
Toplam blog
: 152
: 10713
Kayıt tarihi
: 16.08.07
 
 

TARİH ÖĞRETMENİ MEB DENİZLİ  AĞRI AFYON  ..