Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Şubat '12

 
Kategori
Tarih
 

Urfa'nın kadın savaşçıları Amazonlar

Urfa'nın kadın savaşçıları Amazonlar
 

Amazonlar


Hippolute – Melanipe – Antiope - Pentesileya

Ben gazeteciliğimin yanı sıra turizmciyim. Her sene İstanbul’da turizm fuarına katılırım. Urfa’ya olan sevgim de beni Urfa standına götürür. Sanıyorum geçen sene kocaman bir afiş görmüştüm ve mozaiklerle yapılmış bir kadın savaşçı tasviriydi. Çok heyecanlanmıştım. Ne alaka demiştim. Urfa ve kadın savaşçılar. Ben onların Karadeniz’de ve Anadolu’da yaşadıklarını biliyordum. Yani Türkiye sınırları içinde… Oradaki yetkililerden yeni bulunan kıymetli bir değer olduğunu öğrendiğimde çok heyecanlanmıştım. Sonra bu konunun çok önemli olduğunu bildiğimden araştırdım. Bir kaç üniversiteden yetkili arkadaşla telefonla konuştum. Bir iki arkeolog hocalar var onlarla da konuştuktan sonra bunu yazmam gerekir dedim.

Kadın savaşçılar Amazonlar: Klasik Yunan Mitolojisinde onlardan söz edilir. Bunlar savaşçı kadınlardır. Amazon kelimesinin Farsça’da savaşçılar anlamına gelen hamazan kelimesinden türetilmiş. Klasik Yunanca’daetimolojikolarak; mazos, göğüssüz anlamındaymış. Söylencelere göre; Amazonlar rahat yay ve mızrak kullanabilmek için sağ göğüslerini keserlermiş. Ben size bir yerden aldığım bir yazıyı aynen aktarıyorum.

· Amazonların Pontus bölgesindeyaşadıkları söylenir, bölge günümüzde Türkiye sınırları içinde Karadeniz kıyısındadır. Burada kraliçeleri Hippolyta önderliğinde bağımsız bir krallık kurarlar.

· Amazonların birçok kenti kurdukları iddia edilir, bunlar arasında Ephesus, Sinope, Paphos ve Smyrna sayılabilir.

· Ünlü tarihçi HerodotAmazonları erkekleri öldürenler anlamına gelen androktones olarak tanımlamaktadır.

· İskit dilinde de kendilerine oiorpata denmektedir.

· Bazı efsanelere göre Amazonların erkeklerle cinsel ilişkiye girmesi kesinlikle yasaktı ve Amazon bölgesinde erkekler yaşayamazdı.

· Ancak soylarının devamı için Amazonlar komşu kabile Gargareanlarıyılda bir kez ziyaret ederler, doğan çocuklardan erkek olanlar ya babalarına gönderilir ya da öldürülürdü.

· Kız çocuklar annelerince büyütülür ve tarım, avcılık, savaşçılık konularında yetiştirilirlerdi.

· Amazonlar eski çağlarda Lycia'yı işgal etmişler ancak Bellerophontarafından yenilmiştir.

· İlyada'da yazıldığına göre Amazon kraliçesi Penthesilea, Aşiltarafından öldürülür.

· Amazonların Tuna Nehriüzerindeki Leuke adasına sefer düzenlediği iddia edilir. Seferin amacı Aşil'in küllerine sahip olmaktır. Amazonlar adaya ayak bastıklarında Aşil'in hayaleti belirmiş ve savaşçıları adadan kovmuştur.

· İnanışa göre Romalı komutan Pompei, ezeli düşmanı Pontus kralı VI. Mithridates’in ordusunda bu söylentiye şahit olmuştur.

· Amazonlar Büyük İskenderzamanında da tarih sahnesine çıkarlar.

· Büyük İskender tarihçilerinden bazıları Amazon Kraliçesi Thalestris'in kendisini ziyaret edip ondan bir çocuk sahibi olduğunu yazmıştır. AncakBüyük İskender'in diğer tarihçilerinden bir kaçı ve en güvenilir ikincil kaynağı Plutarchiddiayı yalanlar.

Çeşitli kültürlerde, çeşitli yerlerde yaşadıkları anlatılır. Yine çeşitli zamanlarda çeşitli savaşlara katıldıklarından bahsedilir. Tarihçi Herodot onların Sarmatia’nın Scythia da yaşadıklarından söz eder. Truva savaşında Amazonların kraliçesinin ve onun kardeşininde savaştığından söz edilir. Vikipedi de yaptığım araştırma da bu savaşçı kadınlarla ilgili çeşitli hikâyeler olduğunu gördüm. Bakın bir örnek vermek istiyorum.

· Dede korkut: Alp kızları dermiş onlara ve onların Azarbaycan’da yaşadıklarını söylermiş.

· Herodot:Sarmatyalılar, Amazonlar ve İskitlerinatalarıdır. Sarmatyalılarda kadınlar sık - sık erkeklerle beraber ava çıkar, savaşta yer alırlardı. Ona göre savaştabir adam öldürmeyen kadın evlenemezdi.

· Hipokrat:Amazonları sağ göğüsleri olmayanlar olarak anlatır. Ona göre kız çocuklarına yapılan ve sıcak bronz bir metalle gerçekleştirilen operasyonla sağ göğüsün büyümesi engellenerek sağ omuz ve kolun gelişmesi sağlanırdı.

Amazonlar hakkında bu kadar bilgi dindikten sonra artık Urfa’daki savaşçı kadınlara gelebiliriz. Mutlaka böyle bilgilerden sonra daha iyi anlayacağız.

Şanlıurfa’nın her yerinden tarih fışkırdığı için arkeologların da en çok ilgi duydukları yerlerden biridir. Zaten Şanlıurfa’da Arkeoloji Müzesi başkanlığında arkeologlar çalışmaktadırlar. Ve bu arkeologlar müthiş bir şey buldular. Tarihte gündem yaratacak olan bu buluş kadın savaşçılarla ilgiliydi. Neydi bu buluş? 100 metrekarelik bir taban mozaiği bulmuşlardı.

Şimdi bunun ne kadar önemli olduğundan söz edeceğim sizlere. Amazonlardan söz ederken Karadeniz’de yaşadıklarını biliriz. Bir iki hikayede de Anadolu’da olduklarından söz edilmiştir. Ya da Ege’de… Demiştim ya birçok yerlerde denildi. Ama hiç kimse hiçbir tarihçi şimdiye kadar onların Urfa’da yaşamış olduklarına ihtimal vermedi. Çünkü bu ihtimaller için delil gerekliydi delilde yoktu. Bu bulunan şaheser Amazonların artık gerçekten yaşadıklarının da kanıtıydı. Ciddi olarak…

Dünyada bir ilki ortaya çıkarmışlar bu başarılı arkeologlar. Kendilerini canı gönülden kutlarım.

 

Dünyada ilk defa aynı karede resmedilmiş dört amazon kraliçesi…

 

Bu büyük bir olaydı. Öyle de oldu ciddi şekilde ses getirdi. Sizlere mozaikler hakkında resmi bilgi vermek istiyorum.

 

Dört Amazon Kraliçesi aynı mozaik üzerinde ayrı - ayrı sahnelerde avlanırken…

 

·         Mozaikler muhteşem bir teknikle yapılmış.

·         Yaklaşık olarak 3000 sene önce yaşayan Amazonlar için efsane deniliyormuş. Bu mozaik, efsaneyi gerçeğe dönüştürmüş.

·         M.S. 3.yüzyılda yapıldığı tahmin edilen mozaikler, tekniği, sanatı, 4 milimetrekarelik ebadı ve inceliğiyle paha biçilemez bir değere sahiplermiş.

·         Fırat Nehri’nin orijinal taşlarından yapılmış.

·         Dünyadaki bütün renkler kullanılmış.

·         Aynı rengin koyu tonlarıyla verilmek istenilen gölgelerde yakalanan başarı en yüksek düzeyde gerçekleşmiş.

·         Büyük bir renk zenginliğine ulaşılmış.

·         Sanat, mozaiklere en üste seviyede yansıtılmış.

·         Ve işin en güzel tarafı, mozaikler olabildiğince iyi durumda olmalıymış.

 

Muhteşem haberler bunlar. Urfa ve Amazonlar. Ben boşuna demiyorum. Şanlı Urfa diye. Bakın hangi yazar sizlerle olmak sizlerin tarihlerini yazmak istemez. Buyurun hangi taşın altını kaldırsanız tarih fışkırıyor.

Bakın resim hakkında bilgileri inceleyelim. Başka pencereden bakarak:

 

·         Her kraliçe ana mozaiğin ayrı bir köşesine konumlandırılmış.

·         Üçü atın üstünde avlanıyorken, sadece sağ üst köşedeki Antiope, elindeki Labrys (çift başlı balta) ile görülüyormuş.

·         Ana mozaikte hareketli bir av sahnesinin yanı sıra kenar bordürlerde kullanılan değişik hayvanlarla, sahnenin içinde verilen meyve yüklü ağaç, arkaya bakan keklik, içinde yavrularıyla güvercin yuvasıyla ava uygun kompozisyonda mükemmel bir bütünlük sağlanmış.

·         Yine kenar bordürlerdeki geometrik desenler, çocuk ve kanatsız olarak resmedilen Eros ve Edessa güzeli olarak sunulan genç kız çağın hikâyesini yansıtmakta aynı başarıyla uygulanabilmiş.

Bunları okurken bile heyecanlanıyor insan. Yerin altında kimbilir daha ne zenginlikler saklı. Her gün, her geçen gün bir bilinmeyen, bir sır, bir giz ortaya çıkıyor. Tarih değişiyor. Masallar gerçek oluyor. Efsaneler tuhaf haller alıyor. Bizim gibi bu işin sevdalıları ise şaşkın – şaşkın bakıyor. Tabi heyecanla, şaşkınlık, merak bir arada…

Bulunanların incelemelerine devam etmek gerek. Öyle ya kimdir bunlar? Arkeologlar onlar hakkında mutlaka ciddi donanımlılar. O zaman bir şeyler de anlattılar. Bunlar ne?

·         Sol üst bölümde Hippolyte’ymiş. Göğüs kısmı biraz tahrip olmuş. Atının üzerindeymiş. Kılıcını panterin boynuna saplıyormuş. Bir köpeği pantere, diğer köpeği kanatları açık bir devekuşuna saldırıyormuş. Yaraladığı aslan ise ondan uzaklaşmaya çalışıyormuş. Hayvanların acı çekme halleri ve gözlerindeki korku, bir ressamın fırçasından çıkmış gibi resmedilmiş.

Hippolyte, Ares’in kızıdır. Zeus’un üvey oğlu Herakles, Amazonlar ülkesine giderek kraliçeyi öldürüp altın kemerini alır.

Ben yunan Mitolojisinden iki kitap yazdım. Bunlardan biri Zeus’un aşklarıydı, diğeri de Herakles’in kadınları… Herakles’te bu olayı anlatmıştım. Herkül’ün Amazonların kraliçesinin altın kemerini aldığını ve onu öldürdüğünü yazmıştım.

Hemen onun altında at sırtında elinde mızrakla aslan avlamak üzere olan kraliçe Melanipe varmış. Melanipe, Helenin oğlu Aiolos’un kızıymış. Herkül tarafından esir alınmış.

Ana sahnenin sağ üst bölümündeki amazon kraliçesi Antiope olarak tahmin ediliyormuş. Grek diliyle yazılan isim bölümü tahrip edilmiş.

Etkileyici bir av sahnesindeki Antiope, ırmaklar tanrısı Asaopos’un kızıymış. Amazon ülkesine gelen Teseus tarafından kaçırılıp Attika’ya götürülmüş. Savaşçı amazon kadınları kraliçelerini kurtarmak için Attika’ya gitmişler ama ne yazık ki bu çarpışmalar sırasında Antiope öldürülmüş.

Sağ alt köşedeki amazon kraliçesinin adı da tahrip edilmiş. Ama onun da Pentesileya olduğu tahmin ediliyormuş. Şaha kalkmış süslü bir at üzerinde resmedilmiş. Ok atmak üzereymiş. Önünde iki vahşi hayvan birbirleriyle boğuşuyormuş. Bu muhteşem amazon kraliçesi de savaş tanrısı Ares’in kızıymış. Troya savaşında amazonların başında, Primaos’un yanında yer almış ve Akhileus tarafından öldürülmüş.

Bakın neler öğrendik. Bunlar Şanlıurfa’nın Haleplibahçe’de çıkan mozaik sayesinde oldu.

Urfa yazılması gereken çok haberlerle dolu… Ben şanslıyım. Tarihi çok seviyorum. Urfa’da çok tarih var.

Her zaman aynı şeyleri söylüyorum. Söylemeye devam edeceğim. Dünü bilelim ki, yarından emin olalım.

Hayırlı yarınlar diliyorum.

 

Nazan Şara Şatana

 

https://twitter.com/#!/nazansarasatana

 

http://www.facebook.com/profile.php?id=100002892442552

 

 

 

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....