Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ağustos '12

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Üst kattaki genç, köpekli, bekar çocuk

Üst kattaki genç, köpekli, bekar çocuk
 

Gerçek aşka inanır mısın? diye soranlar oluyor bazen. -ki bunu soranların çoğu gerçek aşka inanmayan tek gecelik ilişki taraftarı kullan at kızlar & erkekler oluyor- Evet, inanıyorum! Her şeyde (doğru yazdım) duygu olmalı, aşk olmalı, sevgi olmalı. Ama nerdeee, Facebooktaki kevaşe kızlara baksan hepsi ayılır yeni biriyle çıkar. Erkekler desen ortalık malı olmuş onla bunla gezen ayarsız tipler.

Benim gibi birkaç dangalak kızlarla gezip gününü gün etmek varken “ben gerçek aşk isterim lan” diye tutturuyoruz işte ne yapalım. Her önüne gelenle çıkmaktan zevk alsak Tumblr’da bunu yazıyor olmazdık birçoğumuz.

Geleceğin genç, Golden Retriever’lı bekar üst kat komşusu adayıyım.

Hani böyle filmlerde dizilerde görmüşsünüzdür. Bu adamlar free adamlardır. Çok sevdiği bir Golden’ı vardır. Onu apartmanda sürekli köpeğiyle postaları kontrol ederken görürsünüz. Tatlı, hoş çocuklardır bunlar. (genelde) Sempatiklerdir. Temiz aile çocuklarıdır. Köpeğini yürüyüşe çıkarır. Genelde gri ya da yeşil eşorfman altı giyer. Eve tanımadık kızlarla gelir. Bu adamlarda kendi geleceğimi görüyorum sanırım. Valla lan! Nerede bana uygun o sevgili, çıksın gelsin artık.

Üniversitede kızlar teklif ediyormuş

Liseye gelmeden önce “ilköğretimde aşk mı olurmuş salla, lisede bakarız.” demiştim. Liseye geldim. Eee, nerede o aşk? -platonik aşktan söz etmiyorum- Yok. Kısmetim kapalıymış. Ben de isterim benimle mutlu olsun, ortak zevklerimiz olsun. Böyle benim gibi olsun. Ben zor biriyimdir, her şeyime katlansın. Beni sevsin deliler gibi aşık olsun çılgınlarca eğlenelim gülelim gezelim saçmayalım falan filan.

Şimdi hayalim üniversitede bu kızı bulmak.

3 kere aşık oldum , üçüncüsü tam bir paradoks

İlki 3-4 yıl önceydi. Tam bir fiyaskoydu allahım! Rezil bir durumdaydım. Hoşlanıyordum evet. Aşık olmanın ne demek olduğunu bilirim. Çok farklı bir duygudur, anlatılmaz. Sonradan onunda benden hoşlandığını farkettim. MSN’de konuşurken bir anda senden hoşlanıyorum dedi. Yazısı komikti, çünkü her harfi bir satıra yazmıştı. Çok salakçaydı. Ama bu anı bekliyordum tabi bende. Ne mi yaptım? Tam bir fiyasko demiştim. “Bana bir hafta süre ver, düşüneyim.” dedim. Yok devenin nalı! Bir hafta ne lan? Oldu olacak “ben bir akrabaya hısıma sorayım bakayım yengemler amcamlar ne diyecek”. deseydim. Siz siz olun, sevdiğiniz kişi size çıkma teklif ederse onu bir hafta bekletmeyin.

Gerçi sonucu hüsran olmadı. Şimdi baktığımdaysa “ben bu kızı nasıl sevmişim lan” diyorum. Ergenlik işte.

İkincisi ise bir yaz aşkıydı. Oldu bittiye geldi. Yaz aşkı değil mi, sezon sonu satışları gibi. 39.90’a aldığın gömleğin 9.90’a düşmesiyle aynı duyguyu veriyor. Önce baya giriyor, sonradan “geçti ya ne yapayım.” diyorsun.

Üçüncüsüne ise hiç girmiyorum. Zira bir girersem bir daha çıkamam. Yüzüme gözüme bulaştırırım.

7-8 yıl sonra Facebook’ta veya Twitter’da paylaştığım resimlerde sadece ben ve bir köpek varsa bilin ki, üniversitede kızlar teklif etmiyormuş. Ya da hala yalnızım.

odulendro.tumblr.com

 
Toplam blog
: 12
: 312
Kayıt tarihi
: 07.08.12
 
 

17 / İstanbul Selam. Ben Ödül. Adımı duyanlar genelde takma ismim falan sanıyor. Hayır değil...