Ustalar Kabinesi, İleri Demokrasi ve bölünme...

61’inci ustalar kabinesi açıklandı. 

Böylece ‘İleri Demokrasi’ye geçiş epey hızlandı! 

Sakın seçilmiş milletvekilleri ceza almamalarına rağmen hala içerideler, onları içeride tutan sadece iki hâkim demeyin. O hâkimler ‘İleri Demokrasi’nin gerçek uygulayıcıları! Seçilmiş milletvekillerini içeride tutmak, millet iradesine karşı koymak nasıl bir ‘İleri Demokrasi’dir diye sakın bana sormayın. Çünkü ben de bilmiyorum. 

‘İleri Demokrasi’ye örnek olması açısından başımdan geçen bir olayı sizinle paylaşmak istiyorum. Daha bu gün bir tanıdığım, ‘İnternet Dolandırıcılığı’ suçlaması ile Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube müdürlüğü, Bilişim Büro Amirliği görevlilerince gözaltına alındı. Tanıdığımın internetle ilişkisi, tıpkı benim gibi girip gazete okumak. Ben yazı bile yazıyorum, ama o sadece gazete okuyor. Neyse lafı fazla uzatmadan konuya gireyim. Emekli bir emniyetçi olarak Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğünün yolunu tuttum. Şubenin kapısından içeri adımımı atar atmaz, uzun saçlı, kulağı küpeli bir polis memuru, saçlarını; bayanların kullandığı saç toplama aleti ile toplamış, azgın bir surat ile “Ne vardı?” diye sordu. Ben de durumu kendisine anlattım. Suçun maiyetini, her hangi bir ihtiyacının olup olmadığını öğrenmek istedim. Bana; “Suçu sana söyleyemeyiz. Burada ihtiyaçları biz karşılarız. Ayrıca hiç göremezsin. Ancak avukatı görebilir.” diye söyledi. Ben de nedenini sorduğumda, “işine gelirse, burası kaçakçılık şubesi” diye ukalaca yanıt verdi. Ben de dayanamayıp, sen ayağında şortla gezerken ben bu şubede çalışıyordum diye cevap verdim. 

Netice itibarı ile gözaltına alınan insanları, uygulanan ‘İleri Demokrasi’ nedeniyle göremiyorsunuz. Tanıdığımı bana göstermedikleri gibi eşine de göstermediler. Tanıdık bir avukat gitti de, olayı detayları ile öğrendi ve biz de rahatladık. 

Gelelim açıklanan 61. ustalar kabinesine: Kabinede kimin veya kimlerin olduğunun bir önemi var mı? Bırakın kabineyi, Cumhurbaşkanlığı Makamı, Meclis Başkanlığı Makamlarının sizce bir önemi var mı? Hatırlarsanız, geçen yıl Recep Tayip Erdoğan, Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin’e, “Şu konuşanları sen mi susturacaksın, yoksa ben mi susturayım” diye seslenmişti. 

Cumhurbaşkanını kim atadı? Pardon seçtirdi! 

Ya meclis başkanlarını kim atıyor? Pardon ya, kim seçtiriyor. 

Kabinede görevli bakanların kendilerince bir icraat yapmaları mümkün mü? 

Gelelim şike olaylarına; Şike ve teşvik pirimi olayını bir türlü anlayamıyorum. Şikeyi kim yapar? Futbolcular! İçeride tutuklu futbolcu var mı? Bir Sivasspor’un kalecisi var. Onun da niye girdiği belli değil. Bülent Uygun ve Ümit Karan’ın durumları malum. Özellikle Bülent Uygun Sivasspor’un başındayken de Ergenekon göz altıları sırasında gözlem altına alınmış, sonra savcı tarafından serbest bırakılmıştı. 

Şike olayı ile ilgili bu tutuklamalar, Fenerbahçe’ye gözdağı vermek için yapılmış bir planın parçası gibi görünüyor. Ayrıca Trabzonspor’un sahada elde edemediğini, masa başında kazanma arzusunun bir parçası gibi geliyor. 

Neyse ülkenin asıl sorunu terör ve bölünme. Güneydoğu’dan her gün şehit cenazeleri gelirken, BDP’liler Diyarbakır’da ‘Grup’ toplantıları yapıp, özerkliği tartışırken, biz ‘İleri Demokrasi’nin nimetlerinden ve ustalar kabinesinin faziletlerinden konuşuyoruz. 

Ne diyelim? 

Yeni ‘Ustalar Kabinesi’ ülkemize hayırlı olsun…