- Kategori
- Dünya
Uyanın gardaşlar

Rüyalardan sıyrılıp uyanalım. Gerçek olursa, hayallerine kapılmayıp, gözlerimizin önünde yokolmaya yüz tutan değerlerimize, sımsıkı sarılalım.
Gelin gardaşlar, artık bu rüyadan uyanalım.
Gerçekleştiremez miyiz arzulanan hayatları, geri alamaz mıyız, gasp edilen haklarımızı, kültürlerimizi, toprağımızı? Elbette gerçekleştirebiliriz.
Ama bir türlü, bize gösterdikleri rüyadan, uyanamadığımızdan, veya birilerinin, uyanmak veya uyandırılmak, işlerine gelmediğindendir.
Bizler, açılan göz penceresinden, sevgiyle, sevinçle, GÜNEŞE, AYDINLIK YARINLARA, uzun, uzun bakmak değil, oralara, varmak istiyoruz.
Yanarsın diye korkutulup, AÇILAN GÖZLERİMİZİN, güneşin o yakıcı ışığına karşı, kaptılmasını, artık, asla istemiyoruz.
Kapamamalıyız da, çünkü gerçekler, orda. Yaksa da gözlerimizi, güneş ışınları, direnmek gerek, bu yangına karşı.
Söndürmek gerek, yanan , yakılan, yaktırılan, yıkan, yıktırılan, canlılarla dolu, şu DÜNYAYI.
Ölmek ve öldürmek şartı, kalkmalı bu beyinlerden. Sevgi bağları, birbirine ulanıp, sıkıca düğümler atılmalı. Beyinler tartışmalı, kağıtlar üzerinde anlaşmalar, yapılmalı.
Büyük, küçüğe zarara vermekten, küçük de, büyüklerin oyununa, gelmekten kurtulmalı, onların rüyalarını, gerçekleştirmemeye, yaşanılan haksıslıkları, yokedilen kültürleri, insan kıyımına devam eden barbarları defetmeye, uğraşmalıyız. Dünyanın Tapusu, ne bende, ne sende, ne de onda.
EY, insan oğlu, aç gözlerini, kurtul, sana gösterilen veya yapay gördüğün rüyadan, birlik ve beraberlik içinde, BARIŞA yürü, ülkeni kurtar aç kurtlardan.