- Kategori
- Deneme
Parmaklarımın dili

Parmaklarımın mahareti (2012 okul çalışmalarım.)
Parmak ucuyla, tuttum hayatımı, bırakmadım, tuttum sımsıkı.
Mühür de bastılar, yazı da yazdılar, resim de çizdiler.
Hatta, zaman, zaman enstrüman çalıp eğendirdiler, Doğruyu eğriyi işaret ettiler. Kalemi tuttu, bazı parmaklar, döktü şiirler, şarkılar, romanlar.
Hesap, kitap yaparken sıralandı parmaklar, bir bir sayıldılar.
Evlenirken, kalemi tutup, yazmasını, öğretmediklerinden, parmak bastı kaderine...
Çocuğu okuyup, yazsın diye, tutuverdi küçük ellerini, beş parmağıyla. Bıkmadan, usanmadan okula götürdü, getirdi. O küçük parmaklarıyla, kalemi tutarken, gözleri dolu, dolu, onu izledi.
Parmaklarıyla kazdı, evinin temellerini, yoğurdu, biçimlendirdi, fırına verdiği ekmeğini.
Gurbete gitti birileri, onları parmaklarını sayarak, bekledi.
Bazen, yanıldı, güvenip de parmak bastığı, bir şeylere. Basarken hissetmiştim, meğer aldanmışım, parmaklarımın gücüne. Onların, bedelini de ödedi, parmaklarının becerisiyle.
Sayfaları çeviren, kalemleri tutan, resimleri çizip, heykeller yapan, müzik aletlerindeki o sihirli sesleri bize ulaştıran, hayatı hisseden, hissetiren, o parmakları hep korudu sevdi...
'BÖYLE OLURSA PARMAKLARIM, NE TETİĞE BULAŞIR, NE DE HARAMA,' DEDİ.