Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Temmuz '09

 
Kategori
Güncel
 

Uygur Türkleri Kıskaçta !

Uygur Türkleri Kıskaçta !
 

Sincan'da neler oluyor ? Atalarımızla en yakın bağları olanlar öldürülüyorlar..


Birkaç gündür, sancılı ve bir o kadar da, merak, öfke ve çaresiz bir bekleyiş içerisindeyiz. Acaba bugün Çin’in Sincan özerk bölgesinde ne oldu diye soruyoruz hepimiz. Belki, olaylar biraz yatışmıştır diye beklerken, dünkü haberler de ajanslar ve bölgeden gelen bilgilerde, olayların gittikçe sertleştiği ve sokaklarda yer yer insan cesetleri ile karşılaşıldığı bildiriliyor. Bunu özellikle bildirenler, bölgede yaşan Türkler, telefon bağlantıları ile ya da geçebildikleri fotoğraflarla tüm dünya’ya duyurmaya çalışıyorlar.

Gelen haber ve fotoğraflara bakılırsa, İsrail güvenlik güçlerinin yaptığı gibi, Çin güvenlik mensupları da, Sincan Özerk bölgesinin başkenti olan Urumçi’de Uygur Türkü avına çıkmış.. Önce, protesto yürüyüşü yapan yaklaşık 3 bin kişinin üzerine rastgele ateş açılıyor ve ilk gün 140 kişinin öldürüldüğü bildiriliyor. Bugün ise ölenlerin iki yüzün üzerine olduğu ama iletişim kopukluğu olduğu için Çin’in resmi rakamları vermediği bilgisi geliyor. Sincan kaynayan bir kazana dönüşmek üzere..

Dünya Çin’in bu baskıcı ve faşizan yaklaşımına şuan seyirci. Aynen Irak’ta Amerikalılara, Filistin’de Israillilere, Çeçenistan’da Ruslara ve Dağlık Karabağ’da Ermenilere seyirci kaldığı gibi seyirci kalıyorlar. Ama Türkiye’nin başının belası olan Pkk ile silahlı mücadelesine hep mualifler. Hep karşı çıkıyorlar. Pkk’lı ve Dtp’li insalarla yan yana gelip basın açıklaması yapıyorlar. AB’nin, Amerika’nın ve Avrupa’nın bazı parlamenterleri, gazetecileri ve siyasetçileri, Pkk’nın kamplarını komşu kapısı yapmış, istedikleri gibi girip çıkıyorlar. Irak’ın Türk nüfusunun fazla olduğu Musul ve Kerkük’te de benzer olaylar yaşanıyor ve kitle imhaları meydana geliyor. Burada, Sincan’da toplu katliamların yaşanmasına ise başta Avrupa ve Amerika seyirci kalıyor.

Sincan özerk bölgesinde, uzun yıllardır artan bir etnik gerilimin, sonuçta bir yerden patlak verdiği bölgede Han milliyetinden Çinlilerle Uygurların taşlı sopalı çatışmaya girdiği bildirildi. Bölgenin başkenti Urumçi ve ikinci büyük kenti Kaşgar'da, sokağa çıkma yasağına rağmen kapsamlı protesto eylemlerinin yapıldığına dair bilgiler geliyor bölgeden. Ama buna rağmen, Çin asker ve polisleri çok sert ve ciddi müdahalelerde bulunuyorlar. Ölenlerin sayısı sürekli artıyor. Bu gidişat iyi değildir. Orası yakında kaynayan bir kazana dönüşmek üzere. Çin devletinin buna demokratik ve barışçıl bir çözüm bulması ve Avrupa ve dünya devletlerinin de bu hususta baskıcı bir politika üstlenmesi gerekiyor. Ama ne yazık ki, özellikle Çin ile büyük ithalat potansiyeli olan Almanya ve Türkiye gibi birçok Avrupa ülkesi henüz sert söylemler hatta politik söylemler bile söyleyebilmiş değil. Ama orada insanlar ölmeye devam ediyor..

Yabancı haber ajansları, bölgeden haber geçmeye devam ediyorlar. Özellikle, çoğunluğu kadın yüzlerce Uygur Türk'ünün hafta sonu meydana gelen olaylardan dolayı yakınlarının keyfi olarak gözaltına alındığı, Çin polisinin, protestoculara sert müdahale ettiği, Uygurların evlerine baskın düzenlediğini ve özellikle gençleri tutukladığını, ellerinde sopalar, büyük bıçaklar ve ev yapımı silahlarla Urumçi sokaklarına çıkan Han Çinlisinin oluşturduğu grupların da Uygurlara ait dükkân ve tezgâhları tahrip ettiği bilgisi geçiliyor. Bir başka önemli bilgi de, Çin’in Sincan bölgesinin dünya ile tüm iletişimi kesmesi. İnternet ve telefon iletişimi kesilmiş durumda olduğu ve bu sebepten dolayı da kesin ölü ve yaralı sayısının belli olmadığı bilgisi belirtiliyor ki, durumun ne kadar da vahime doğru gittiği anlaşılıyor. Bu durumda ister istemez, bölgenin bir tür karantinaya alınıp, gizli operasyonların yapılacağı endişesini uyandırıyor insanda.

Sincan'da yaşananlar Türkiye'de düzenlenen protesto gösterileri ile protesto edilmiş. Ama gelin görün ki, bizim protestocular da Polisten nasibini almış ve biraz sert şekilde uyarılmışlar. Sincan’daki gerilimden sonra Dışişleri bakanlığı, Çin Halk Cumhuriyeti’nin Ankara maslahatgüzarını bakanlığa çağırmış ve Türkiye’nin kaygıları iletilmiş. Bu en azından diplomatik olarak yapılması gereken ilk şey. Peki, bu kaygılar Çin’e iletilmezse ya da Çin bu kaygıları duymazdan ve görmezden gelirse, o zaman ne olacak?

Türkiye elbette ki, bir başka devletin içişlerine karışmaz, karışmamalı da, ama orada yaşayan 11 milyon civarındaki Uygur Türkü ile bizim organik bağlarımız var. Burada yaşayan birçok Uygur göçmeni vatandaşımızın da oradakilerle kan ve aile hatta etnik bağlantıları var. Orada olanları görmezlikten gelemeyiz gelmemeliyiz. Aynen Musul ve Kerkük’te yaşananları da görmemezlikten gelmemeliyiz. Artık Türkiye kabuklarını kırıp, sesini çıkartabilmelidir. Bu dünya, yalnız Amerikalıların, Rusların, İngilizlerin ya da Çinlilerin değildir. Bu dünya da yaşayan başkalarının da olduğu ispatlanmalı ve dünyaya haykırılmalıdır.

Ama bu öyle “one minute (van minüt)” demekle olmaz.

../..

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..