Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

29 Ağustos '08

 
Kategori
Edebiyat
 

Uykusuz hatundan seçmeler.

Uykusuz hatundan seçmeler.
 

gizem not yazıları,kaos risaleleri.http://gizemnot.blogcu.com/


Ne zaman kendi merkezkaçıma sırt çevirsem, aşağı yukarı altüst oluyor dünya.Ne zaman yörüngeden çıksam, yüzüm patlıyor Tanrı'm!Binlerce milyonlarca...Ne kadar yıldız varsa o gece gökyüzünde o kadar parçaya ayrılıyor yüzüm.Ama kalbim hep tekil kalıyor.Hep yalnız çalışıyor.
''Neden? Çünkü bu hatunun kimseye ihtiyacı yok'' diyorum tüm narsistliğimle aynadaki görüntüme.

''Kes be! Kimseye ihtiyacın olmadığı için mi bu haldesin?! Söyle bana...O yüzden mi bu yırtık yüz? Bu gözler? Bal gibi de ihtiyacın var işte''
Yansımamın verdiği cevap, oldukça oturtucu.

Boğuluyorum bu gibi zamanlar.Daralıyor içim.İçim dışıma çıkıyor.Eski zaman kadınlarının kabarık etekli elbiselerinin fırfırlı içlerine giydiği korseler gibi, daracık oluyor.Rahatsız edici.Dıştan güzel, içten huzursuz.
(Dışı sert içi tatlı misbonlara n'oldu?)
Azar işitiyorum:

''Yine ters qiymişsin kendini!''Hayır, ben böyle istedim diye ters düz olmadım.Kader bu...
Ve
Ben
Kaderime
İfrit
Oluyorum!
İnanmıyorum aslında pek bu muhabbete. 'Kader?' bir kız/erkek isminden daha fazlası değil benim için.

''Benim bir hiç çünkü kaderim'' Kırmızı bir rujla aynaya yazdığımı okuyorum.
''Ve bana bir hiç olduğumu hatırlatıyor''

Böyle zamanlar ise, çok çok çok uzaklara qitmek istiyorum işte!Nereye gittiğimi bilmeden, ait olduqum yere kavuşuyorum inancıyla, en ufak bir şüphe bozuntusuna fırsat vermeden, gitmek.Varacağım yer önemli değil.Yeter ki gideyim, n'olur.

''Yeter ki bulamasınlar beni''

Bir kez daha vurmayayım kendimi...

Sokaklarda dolanıyorum bütün gün.Çıkmaz sokaklar, eski sokaklar, çocuk sokaklar, bebek sokaklar, elma şekeri sokaklar, yağmurdan sokaklar, topuğu kırık bir travestinin hırpalandığı sokaklar, bal dök yala sokaklar...Eski sokaklar, püskü sokaklar filan işte.Canlanıp beni kovalayıncaya kadar volta atıp duruyorum bi sokakta mesela.Kürkçü dükkanı hesabı dönüyorum sonra.Hüzünlü...Mutsuz...Melankolina! Beni bilen bilir işte.Döndüğümde dünya enkaz altında kalmış oluyor hep.Anlıyorum ki, aşağı yukarı altüst olmuş.Her defasında söz veriyorum, ''Here i am beybim!'' diyorum dudağımdaki duman artığını üfleyerek, ''Gitmem birdaha'' Ama dayanamıyorum işte yine karışıyor ortalık.

Sonra ne mi oluyor? Yüzüm falan patlıyor, dedim ya.O gece gökyüzünde ne kadar yıldız varsa...Ama kalbim hep tekil kalıyor...Hep aynı...Hep tek...

 
Toplam blog
: 6
: 502
Kayıt tarihi
: 28.08.08
 
 

Gizem Not. 24 Mayıs 92 Antalya doğumlu. Aldemir Atilla Konuk anadolu lisesinde 3. sınıf, fen bölümü..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara