Uzak

Uzak olmalı

o yerlere

kimsenin yolu düşmemeli

bir vakitler yapılmış

her nasılsa

ya da her niye ise

terk edilmiş

virane bir ev olmalı

ulu ağaçların içinde

kapısı, penceresi

ocağı uğraştırmalı

tekmil olmamalı

ki;

elim değmeli, elin değmeli.

Tepelerin güney yamacında kalmalı

kuzey rüzgarları hep birden geldiğinde

bir ses fısıldamalı

hep seslenmeli, çığlıklar atmalı

benim sesim

senin sesin

rüzgarın sesi hiç susmamalı

kimseler duymamalı.

Güneş

akşamları vurmalı

duvarlarına, pencerelerine

gecenin yaklaştığını haberlemeli

kapısı değil

fakat, penceresi açık kalmalı

ki;

Yıldızlar ve Ay

gelip bedenimize sarılmalı

bizimle

onlar da sevişmeli

görebilmeliyiz

dokunuşlarımızı,

her devinim ve uzanışımız

aklımız da yer etmeli

ki;

yarın

ve sonraki gece

seninle

"olduğumuz" her gece

Yıldızlar bir telaşa düşmeli

Ay, bizi mutlu kılmalı

Eylül-2012... Fuat.