Uzakdoğu filmleri bir başka olur...

Uzakdoğu filmleri bir iz taşır. İzlediğiniz her uzakdoğu filminden bir iz alarak çıkarsınız. En çok irdelediği, savaştığı zamandır. Tadı bir başka olur bu filmlerin, verdiği keyif farklıdır aslında. Müzik tınılarında, renkleri karıştıran kültürlerinde farklı hissedersiniz kendinizi. Bir patika sizi uzakdoğunun dar köşelerinden, kendi sınırsız ormanına doğru sürükler.

Aşk farklı dillerde anlatılır. Dili gibi kendi de farklıdır aslında. Sessiz yaşar aşkını. 'İn the mood for love' 'Bin Jip' gibi filmler sözcükleri fazla bulurlar. Gözler, eller anlatır sevgileri. Dokunuşlara ad bulamazsınız izlerken. Arka fondan gelen etnik müzik sizi etkiler ve hafızalarda yer tutar. Ayrılık saniyeleri adımlarla ifade edilir sanki. Terkedeni izlerken hissedersiniz iliklerinizde, terk edilişin sezgilerini. Gözler boş bakar filmlerde. Halbuki o boşluğun bile bir anlamı vardır uzakdoğu filmlerinde. Korku filmlerinde ince tizli seslerin yanında o boş bakışlar adeta sizi boş odalara kapatır. Nefesiniz daralır ve bir gözbebeğinin neden bu kadar sizi irkittiğini sorar durursunuz.

Uzakdoğu filmleri hep cazip gelmiştir bana. Farklı bir kültürün yolculuğunda bana verdiği huzur, rahatlatır bedenimi.

Başarılı yönetmenlerin sayılarının arttığı ve yeni yapıtların hazinesi olduğu uzakdoğu filmleri cazibesini hiç kaybetmeyecek sanırım.

İyi seyirler.