Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Eylül '09

 
Kategori
İlişkiler
 

Uzaklarda bir kadın ağlıyor

Uzaklarda bir kadın ağlıyor
 

Uzaklarda bir kadın ağlıyor.


Bir yerlerden tesadüfen işitilen eski bir şarkının içe işleyen ezgileri ile canlanan, şimdi uzaklarda kalmış zamanında ise yüreklerde fırtınalar koparmış yitik bir aşk. Hiç hesapta yokken bölük pörçük anıların birden canlanmasıyla başlayan adım başı iç çekişler, farkında olmadan göz pınarlarımda beliren bir iki damla yaş; biraz da utanarak telaşla sağa sola kaçamak bakışlar, kimsenin görmediğinden emin olunca da dudaklarda belli belirsiz buruk bir tebessüm. Güneşli bir havada şöyle biraz soluklanmak için öylesine dolaşırken insana, hay Allah bu da nerden çıktı şimdi dedirten, sokak ortasında yakalanan duygu sağanağı. Sözüm ona küllenmiş kaybolmuştu her şey zaman içinde, tıpkı gün bitiminde gölgelerin kayboluşu gibi. Peki, bu olup bitene ne demeli, boşuna mıydı bugüne dek yıllara meydan okumak, tam da hayatın akışına kaptırıp gitmişken kendini. Nasıl bastırılacak canlanan eski anılar duygular şimdi; yetmezmiş gibi sokaklarda sulu gözlerle dolaşmak komiğime gidiyor. Koskoca adam olduk nerdeyse yaşlandık, nerdeyse filan değil, boşuna avutmaya kalkmayayım kendimi yaşlandık işte, dışımız, ruhumuz genç ama kağıtlar öyle söylemiyor. Aksi gibi güneş gözlüğümü de almayı unutmuşum, bir yerlerde elimi yüzümü yıkasam iyi olacak..

Eveet, bir cafede kısa bir mola, iki bardak çay eşliğinde bir sigara tellendirmek iyi geldi. Hiçbir şeyin rastlantısal olduğuna inanmıyorum hayatta, sanki her şey bir kurgu halinde ve iyi kotarılmış bir senaryo gibi geliyor bana. Aşk, belki de en güzel ve yaşanması bir duygu, hatta insanı hayata bağlayan en önemli duygu diyebilirim. Kapılınca rüzgarına en uzak ufuklara bile korkusuzca yelken açabiliyor insan. Ne var ki, aşkta imkansızı görünce hemen yolunu yönünü değiştirebilmeli insan. Aksi halde hazırlıksız yakalanan büyük yıkılışlar sonucu çok, ama çok mutsuzluklar yaşanabiliyor. Eh, tabi bunları şimdi söyleyebiliyorum, onca yitik aşkların ardından yaşanan yıkılışlar insanı olgunlaştırıyor bir yerde, imkansızı hemen fark edebiliyorsun artık.

Ayrılıklar büyük sevgileri güçlendirir derler, doğrudur belki, ama dönüş yolları tıkalı ise ve imkansızsa, hatta ayrı yerlerde ilk tazeliğini korusa bile,bu sabah olduğu gibi beklenmedik anlarda yakalanan duygu sağanağı insanı çok sarsabiliyor. Birlikte yaşadığımız o güzel günler geliyor aklıma, sanki dün gibi, uzatsam elimi karşıdan bir el de uzanıp elimi tutacakmış gibi hissediyorum, ama bir türlü kavuşmuyor ellerimiz. Uzaklarda bir kadın ağlıyor, ürperiyorum.

Uzaklarda bir kadın ağlıyor,
dokunmaya dahi kıyamadığım
tek aşkımı düşünüyorum.
Şimdi onu kucaklayan hoyrat eller geliyor aklıma
ürperiyorum.
uzaklarda bir kadın ağlıyor.

İzmir 1997



Not. Bu şiirim 18 Mayıs 2006 tarihinde “ Yaşamdan Dakikalar “ programında Sn.Hıncal Uluç tarafından tanıtılmış şiiri Sn. Haşmet Babaoğlu okumuştur. Sn, Hıncal Uluç bu şiirin kendinde bıraktığı izlenimleri, 21 Mayıs 2006 tarhli Sabah gazetesindeki köşesinde anlatmıştır. Konu ile ilgili link ekte sunulmaktadır.



http://arsiv.sabah.com.tr/2006/05/21/yaz02-10-110.html
http://www.Antoloji.Com/enfal_torun










 

 
Toplam blog
: 220
: 2018
Kayıt tarihi
: 02.07.06
 
 

Yazmak, ufkun da ötesine taşan engin bir serüven gibi gelir bana ve gençlik yıllarımdan bu yana v..