Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Nisan '08

 
Kategori
Güncel
 

Üzmez olayını nasıl anlamak gerekir?

Mahkemesi görülmediği için gerçeğin ne olduğunu bilmiyoruz, o yüzden Üzmez olayı gerçek olsaydı nasıl anlamak gerekirdi diye sormak uygun olur.

Deniyor ki, bu olayı adamın inancıyla ilişkilendirmek yanlıştır, herkes yapabilir.

Gerçekten de, her eğitim ve meslek grubundan her türlü suç işleyen kişiler çıkmıştır.

Ama bu, yine de 'tanrı zar atar' anlamına gelmez. Yani, istatistik olarak bakıldığı zaman, hangi tipolojideki insanların daha çok suç işlediği ortaya çıkartılabilir ve bu suç işleme özelliğinin, bu kişilerin içinde bulundukları tipolojileriyle bir bağlantısı olup olmadığı araştırılabilir. Nitekim, kriminoloji bunu araştırıyordur ve bulgulara da sahiptir.

Bizim, Üzmez olayını, tekil bir olay olarak görmemiz mi gerekir?

Bence hayır. Elimde kriminolojik bulgular ve Üzmez'in burdaki yerine ilişkin bilgi yok. Ama yine de hakkında bir yorum getirilebilecek bir malzeme var.

Bu kişi kendisinin şeriatçı olduğunu söyleyen, dini aşırı savunan bir insan olarak biliniyor. Bu kişinin işlediğini varsaydığımız bu cinsel suçu inancıyla ilişkilendirmek gerekir. Ben ilişkilendiriyorum.

Aşağı yukarı her insanın, dini bir inancı oluyor, çünkü çağımızın bir olgusu bu. Ama bu insanların çoğu, bu konuda tarafsızdır. Yani, benim inancım kendime der, ve dinini siyasallaştırmaz. Siz dininizi siyasallaştırdığınız zaman, o dinin vasıflarını toplumsal bir yapı olarak ileri sürmüş olursunuz, bu sizin o vasıflara sahip olduğunuz anlamına da gelir. Bu sizin bir iddianız olur.

Örneğin bir dini inancı olan bir doktor, böyle bir suçu işleyebilir, ama kimse onun dini inancıyla bunu ilişkilendirmez, çünkü adamın bu konuda bir iddiası yoktur.

Bu olaydan çıkacak sonuç şudur: Bir adam ne kadar dindar görünse de, tam tersi çıkabilir. İnaçlı olmak sanal bir şeydir. Bir adamın dini savunması, onu temiz kılmamaktadır. Bir din insanı temiz yapmamaktadır. Bu önemli. Çünkü, bir dine inanıyım temiz insan olayım veya bir dine inan temiz insan ol, olayının bir hikaye olduğuna uç örneklerden biridir bu. Böyle görmek gerekir.

İkinci olarak, şu yukarıda bahsettiğim suç işleme oranı yüksek tipolojik yapılar muhtemelen, varsayımsal olarak söylüyorum, birey olamamış, insani değer görememiş, baskı altında kalmış, sıkıştırılmış ve zorlanmış insan niteliklerini yoğun olarak içeriyor olmalıdır.

Yanlış bilinç verilmiş, tabulara boğulmuş, esnek ve geniş ve hoşgörülü düşünmesi sağlanamamış insanlar bence daha hızlı suç işlerler. Çünkü, hayatın gerçekleri ve kendi potansiyelleri, dogmatik yapılarla mengelendiği zaman sorunlu hale gelirler. Bu illa suç işlemeye dönüşmeyebilir, ama sorunlu kişilik ve karakter yaratır. Suç işleyenlerin ellerindeki çözüm ipi ne kadar kısaysa, çözüm ipinin ucundaki şiddet ateşine o kadar hızlı ulaşırlar. Çözüm ipinin kısa olması da, bu kişilerin mengelenmesiyle sağlanır.

Bu tür olaylara daha çok sık rastlanacaktır, eğer gittikçe dindarlaşacaksak. Allah korusun diyelim, ama bu bir trend, insanın evrensel değerine uygun da değil, o yüzden geçecektir. Çabuk geçse de, şu topuz yapıp başörtüsü takıldığında ortaya çıkan garip görüntüyü görme ızdırabından kurtuluruz.

 
Toplam blog
: 467
: 1012
Kayıt tarihi
: 21.10.07
 
 

Ankara'da yaşıyorum. Çeşitli güncel konularda, zaman zaman "Neden olaya böyle bakılmıyor?" diye düş..