Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Nisan '13

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Üzüntüyü yenebilmek

Birtakım olumsuz olaylara karşı, insan vücudunun gösterdiği doğal tepkidir üzüntü. Ya da insanın, hoşlanmadığı bir olaya karşı duruşunu belli etmesidir. Ancak üzüntü, insan duygusunun sergilediği böyle tabi bir olay olmaktan daha öteye geçerse kişiyi manen sıkıntılara da sokar. Böyle bir durum, insanın ruh ve akıl dengesini sarsabilecek ve normal olmayan bazı gelişmelerin ortaya çıkmasına da sebep olacaktır. Oysa olumlu ya da olumsuz, çeşitli olaylar karşısında sergilediğimiz hiçbir tepki ne çevredekileri, ne de insan bünyesini sıkıntıya sokacak veya zarar verecek boyutlarda olmamalıdır. Tabiatıyla, vücudun normal savunma mekanizması olan üzüntü bu çerçevenin dışına taşmamalıdır, hatta içe dönük tahribatları yerine kişiyi, olumsuz olayların bir daha gerçekleşmemesi için tedbirler almaya götürmelidir. İnsan olarak, sevinmeye ne kadar hazırlıklı isek, üzüntü verici olaylara da aynı şekilde hazırlıklı olmamız gerekir. Çünkü hayatı, ne bir eğlence yeri, ne de bir dert çekme ortamı gibi görmek doğru değildir. Acı ya da tatlı birbirinden farklı olaylar sürekli akıp gidecektir hayatımızdan. Önemli olan olumlu ya da olumsuz, yaşadığımız her olaydan ders çıkarmayı, ibret almayı bilmemizdir.

Aşırı üzüntü ve karamsarlık insanı ümitsizliğe sürükleyebilir. Ümitsizlik ise tam bir felakettir. Çünki ümidini kaybeden insan her şeyini kaybeder. Bu yüzden bu dipsiz girdaba düşmemek için küçük şeylerden de mutlu olmayı bilmek, daima aktif çalışmalarda bulunmak, geleceğe yönelik projeler yapmak veya bu projelerde yer almak, hayatı güzel şeylerle renklendirmek, başarısızlıktan yılmamak ve hatta ders çıkarmak gerekir. Ve en önemlisi maneviyatı kaybetmemek gerekir. Tefekkür mutlu olmanın anahtarıdır… Elbette herkes için üzüntüler olacaktır bu hayatta ama, bu hiçbir zaman dünyanın sonu değildir ve olmayacaktır. Bilmeliyiz ki üzüntü üzüntüyü davet eder ve sonunda umutsuzluğa düşmek de kaçınılmaz olur.

İnsanın psikolojik yapısı ani duygusal geçişlere ve değişimlere müsait değildir. Üzüntünün ardından sevinçli bir ortama hemen geçemeyiz fakat ağır ağır ondan kurtulabilmek için, olayların iyi yönlerini düşünüp daha kötü bir durumda olmadığımıza şükredebiliriz. Bardağı dolu tarafından görebilmek hayata karşı gücümüzü, ümidimizi gösterir aslında… Önemli olan, zihnimizi pozitif düşüncelerle donatabilmek. Güzel bir örnektir, “Yüzme bilmeyen insan suya düştüğü için değil, suda kaldığı için boğulur.” O halde bu, hayat denen üzüntü ve sevinç denizinde iyi yüzmeyi öğrenmeliyiz. "Hayat, üzüntüye mağlup olanları affetmez.”

EROL GÜLDİKEN

 
Toplam blog
: 53
: 1368
Kayıt tarihi
: 31.10.08
 
 

Bestekar ve Yazar'ım. Sanat, kişisel gelişim ve hayata dair; elimin erdiği, dilimin döndüğü ve ka..