- Kategori
- Gündelik Yaşam
Uzuv

milliyetten.
Son derece neşeli, hayatı gırgır-şamatayla şekerlendiren kanser hastası bir adam tanımıştım. Bacağı kalçadan itibaren ameliyatla kesilmişti. Adam yakınlarına espri yüklü, “Bacağımı diğerlerinin yanına gömdünüz mü?, sonra oraya ben de geleceğim,” demişti. Sorunca adama, kendine mezar aldığını, kaybettiği her uvzunu oraya gömdürdüğünü söylemişti.
Ülkem sanki hastalanmış ve metastaz yapmış uzuvları ampüte edildikçe önceden kazılmış mezara gömülüyor.
Ya da daha güzel günler, barış dolu huzurlar bizleri beklemekte. (İnanın ben de bilmiyorum).
***
Açık bir soru var kafamda son günlerde: Peki bizim, yani Türklerin demokratik hakları ne olacak? –Topyekün, paranoyadan uzak demokratik bir açılım-
***
Oblomovcu aydınlar ülkesi… (Yahu sayın Livaneli, hayatınız boyunca ödüle doymadınız mı da Orhan Kemal roman ödülünü de aldınız? Bu yapaylık sizi mutlu etmişse de yazarın kemiklerini rahatsız etmiş olmalı. Hodri meydan: Zalimdi Zaman). –Sayın okuyucu, Zalimdi Zaman nedir deme! Merak et ki genç kalasın-
***
Sanıyorum yakında şehit ailelerine kan parası ödenecek. Şehit başına on bin lira!
***
Su’ya verdiği tepkilerden anlaşılmış: düzen, intizam, uyuşum. Halbuki akıl, fikir, mantıklı sorgulama; karmaşadan sonra huzur. Yani, bana doğru gibi görünüyor. (Sevgili dostlar demek istmem o ki ne, bu tür haberlerle şüphelerinizi ötelemek yerine şüphelerinizi kurcalamanız dileğiyle. Böylelikle daha sağlıklı ulaşırsınız).
***
Başlıklar böyle.
Iyi pazarlar sevgili dostlar.