- Kategori
- Okullar
Vakıflar mevzuatında insanlık dışı bir egoizm

Bundan on yıl önce muhitimizde bir Kız İmam Hatip lisesi mevcuttu.Din eğitiminin verildiği, yüzlerce kızımızın ilahiyata giden ilk aşamada nezih bir eğitim aldıkları zarif bir okuldu.
BURAYA KADAR HERŞEY NORMAL!
Ardından bu okul, yeni bir bina yaptırılarak oraya nakletti tüm sahip olduklarını.
Geriye koskoca, iki blokluk, dört katlı dev bir hayalet bina kaldı.
Yine bundan dört yıl önce bu hayalet binanın yanıbaşına TİCARET BORSASI İLKÖĞRETİM OKULU Bursa Ticaret Borsası'nın muhterem girişimi ile inşa edildi ve eğitime başlandı.
Bu ilköğretim okulunu öğrencileri, kütüphanesi, spor salonu, konferans salonu, laboratuvarı, uygulamalı iş teknik atolyesi, resim salonu, tiyatro salonu, hastalanan öğrencilere ilk yardım yapılacak revir ünitesi gibi hayati değeri olan BÖLÜMLERE MALİK DEĞİLLER.
Aynı kentten gelen bir matematik yarışması grubunu, nerede ağırlayacağız utancı ile sağa sola savrulan okul müdürünün yüzündeki üzüntüyü okurken, aynı utanç ve acıyı ben de bir örenci velisi olarak paylaştım geçen hafta.
Uzunca bir zamandır okulumuza gelmesini dilediğim deprem profösörü AHMET ERCAN'ı okulumuzda bir panel vermesi için davet edeceğim, kıytırık bir öğretmenler odası ve giriş kattaki rutubetli zemin kattan başka bir sistem olmadığı için üzülerek çocukları bu değerli insanın varlığından mahrum bırakıyorum.
Sigaranın zararları konusunda bir tiyatro gösterisi hazırlayacağız tüm ekipmanı hazırladık, konuklar için okulumuzda bir tertibat bulamadığımız için hevesimiz kaçtı ve erteledik.
Okul bahçesinde filesi olmayan paslı bir basket potası, enerjik ve cıvıl cıvıl çocukların SPOR zevkinden mahrum bırakıldığı bir eğitim anlayışı...
İsyanım nedir?
Vakıfa ait olan bu mülkün MİLLİ EĞİTİME devredilmesi SATILMASI, ne kadar mükemmel bir adım olurdu.
Yan blokta yapılabilecek bir takım restorasyonlar ile, o kulun tüm eksikliklerinin tamamlanması ne kadar uygun olurdu.İ NSANCA BİR BAKIŞ OLURDU DAHA DA NET BİR TANIMLAMA İLE...
BENCE EN MUHTEŞEM YATIRIM, İNSANA YAPILAN YATIRIMDIR.
Bizde ise tek yapılan çekişmeler, benim olan benimdir zihniyeti, gerisinden bana ne bencilliği!
VAKIF KELİMESİ bana islamı çağrıştırıyor.
Ama vakıf mevzuatlarında beş avukat ile üzerine şerh koyulan bir mülkiyet davası ile yan yana bir islam anlayışı...
Son derece sahtekarca ve de maskelenmiş bir din objesi ile yapıştırılmış bir realite var evimin beş altı adım ilerisinde.
Bana kim idda edebilir ki bu inançların korunması adına yapılan bir davranış , ki diyebilir?
Ne olurdu sanki bu binanın mülkiyeti satılsa ve o minicik çocuklar, daha refah bir ortamda eğitim alabilseler?
Olayın bir de şu merceği var ki;
bu hayalet binanın beş katı da tinerci alkolik ve sahipsiz bir sürü insan için ücretsiz bir barınak ve hatta fuhuş yatağı halinde icrratını sürdürmeye başladı.
Hem işe yaramıyor hem de çocuklar ve de mahalle halkı için TEHDİT UNSURU oluşturmaya başladı.
Neresinden bakarsanız bakalım, vakıf adının bana artık hiç de hoş duygular çağrıştırmayacağı kesin.
SEVGİYLE KALIN.
Nilgün Çakıcı/YEŞİL-BURSA