Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Haziran '15

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Vapur muymuş?

Vapur muymuş?
 

Tembel Teneke


Bundan bir iki ay önce Kabataş iskelesinde annem ile beraber görmüştüm. Ben daha çok özel bir deniz taşıtına benzetmiştim. Camları film cam olduğu için içerisi net görünmüyordu. Anneme '' özel misafirlere boğaz turu felan yaptırıyorlar sanırım'' dedim. Annemin fikri ise bir çeşit arabalı vapur olabileceği yönündeydi. Üzerinde şehir hatları ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi logosu  vardı. Kaptan köşkü bir uzay aracının kokpiti izlenimi verdiği için ben ''özel misafirler için'' fikrinde diretiyordum. Çünkü tüm camların siyah olması, kaptan köşkünün gayet lüks olması, kutu gibi kapalı bir taşıt olması bende ancak ''dışarıdan pek görünmek istemeyen, ünlü yada VIP insanlar özel bir tur aracı '' izlenimi yaratıyordu.
 
Bunun normal bir vapur olabileceği ne annemin ne de benim aklıma asla gelmemişti. Çünkü bizim yaşamımızdaki vapur kavramı bu tip bir şey değildir.
Ben Burgazada doğumlu bir adalı olarak kendimi bildim bileli vapur ile seyahat etmekteyim. İlkokulu bitirdiğim çağdan itibaren orta okul, lise ve üniversite eğitimim için ve sonrasında iş hayatım için neredeyse her gün vapur yolculuğu yaptım ve yapmaya devam ediyorum.
Bizler için vapur yolculuğu her yaş gurubunda farklı güzellikler ve anlamlar taşır; 
Daha ufacık bir çocuk iken bizi lunapark ile, Pamuk şeker ile, Çamlıca yoğurdu ile tanıştıran bir arkadaştır vapur. Hastalıklarımızda bizi hastaneye yetiştiren refakatçidir. Babamızın omuzunda bizi maçlara götüren amigodur.
 
Orta okul çağlarında evimizden ilk kez yalnız başına uzaklaşmanın heyecanıdır vapur.  Annemizin bize hazırladığı sandviçi yerken penceresinden Marmara'yı martıları ve adaları izlediğimiz, yeni arkadaşlıklar kurduğumuz bir nostaljidir.
 
Lise çağında ilk aşklarımızdır vapur. İskeleye yanaşırken platonik sevdamızı göreceğiz diye yüreğimizdeki küçük kelebeğin daha hızlı kanat çırptığı, bizi sevgiliye götüren dosttur. Kimi zaman ilk sigara, kimi zaman ilk kavgadır vapur. Heyecanla kaptan köşküne çıkıp güler yüzlü insanlarla denizi en tepeden seyrettiğimiz bembeyaz bir kuğudur. Kimi zaman üniversiteye hazırlandığımız çalışma masası, kimi zaman üzerinde huzurla uyuduğumuz anne kucağıdır.
İşçilerin, emeklilerin, öğretmenlerin, memurların, annelerin, babaların, kısaca toplumun her kesiminin yoldaşıdır vapur. Sabahın ilk ışıkları ile mahmur ve aheste içilen çaylara şeker olur. Temiz Boğaz havası ile ciğerlere çekilen oksijen olur. Martılar eşliğinde el ele tutuşan sevgililere şahit olur. Bulmaca çözenlere kalem, kitap okuyanlara ayraç olur vapur. Akşam güneşinde kavuşulacak ev olur, iskambil masası, sohbet yurdu olur vapur.
 
Vapur geçmiş ile geleceği birleştiren kuşaklar arası bir köprüdür. Usta, çırak ilişkisidir, dede, torun sevgisidir.
 
Tüm bunları geçtim, vapur nefes almaktır, deniz kokusudur, ada kokusudur, boğaz kokusudur vapur.
 
Önce motorlarınızı soktunuz tarihimizle aramıza. Bizi deniz kokusu yerine mazot kokusuna boğdunuz. Martı sesleri yerine kuru motor gürültünüz ile diyaloglarımızı kestiniz. Suyun üzerinde yüzen konserve kutularına hapsettiniz tüm aşklarımızı. Şimdi de siyah camlarınızla güneşimizi karartmaya, gündüzümüzü almaya çalışıyorsunuz. Gülüşlerimizi, hayallerimizi çalıyorsunuz. 
Kimsenin bizi tarihimizden koparmaya hakkı yok. Kimsenin kendi karanlık ve havasız zihniyetini bize empoze etmeye hakkı yok. Hiç kimsenin özgür bir serçeyi kafeslemeye hakkı yok.
Bu yüzden bırakın o araç bir hata olarak ibretlik kalsın, ve bizim vapurlarımıza, nefesimize, dostluklarımıza, aşklarımıza dokunmayın !
 
 
Toplam blog
: 21
: 310
Kayıt tarihi
: 10.05.14
 
 

İstanbul Burgazada doğumluyum. Sakarya Üniversitesi Turizm Otelcilik ve Anadolu Üniversitesi İşle..