Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ekim '08

 
Kategori
Magazin
 

Var mısın yok musun?

Var mısın yok musun?
 

Var mısın yok musun, tanrım neredesin!
Naciye teyze Konyalı; Mevlana toprağından. İçi dışı bir saflıkta; inançlı ve nur yüzlü. Engelli Melike umut doldurulmuş bir yürek taşımakta. Genç, iri gözlü fakat kötürüm bir ceylan. Yaşamın tam da koşa zıplaya tadını çıkaracak gencecik bir güzel kızımız. Seyirciler ve yarışmacı arkadaşları dualarıyla, "pozitif enerjileriyle" onu desteklemekteler. Televizyon başındaki seyirciler de kazanmasını tanrıdan canı gönülden istemekteler.

Sanki bu yarışmada adalet varmış gibi; sanki insan üstüne düşeni yapmış bitirmiş gibi eller açılmış gökten para beklenmekte. Her şey yerli yerinde; Hadi Tanrım güldür şu güzel kızının yüzünü! Şans ite kaka 50 bin YTL getirdiğinde ne yarışmacı, ne yarışmacı arkadaşları, ne de seyirci parayı kabul etme yanlısı oldu. Sanki kazanması mutlaktı; sanki tanrı sevincin dozunu yükseltmek için son turu beklemişti. Bir 250, bir 200 bin YTL kalmıştı; diğer ikisi değersiz. İki seçenek sonra ödül 200 bin olabilirdi; o olmasa da bir kırmızı ile finale kalındığında ödül hatırı sayılır miktarda artacaktı. Bu kadar "pozitif enerji" ve duaların karşısında, hele engelli Melike'nin masumiyeti önünde mümkünü yok iki kırmızı çıkmazdı. Yarışmacı "yokum" dediğinde herkes coşkuyla salonu alkıştan inletti.

Sonunda beklenen umut hüsrana dönüştü. Elli bin gitti, 5 bine evet dendi. Herkes yıkıldı; Naciye teyzenin suratı resmen karardı; yarışmacı arkadaşlar hüngür hüngür ağlamaya başladılar; seyirci sıralarından çıt çıkmadı. Ve 5 bin liralık teklif için Melike, "alalım artık; ne kadar kadersiz olduğumu görmüş oldum" dedi...

Kimseden çıt çıkmadı. Kimse ne tanrıya ne kendine kızdı. Herkes gözyaşı döktü. Herkes gözyaşını kendisi sildi. Kimse 50 bini neye güvenerek geri çevirdiğini düşünmedi. Kutuların içinde yazanın değişmesi için tanrıdan başkasına güvenilebilir miydi? Ama tanrı "ben atılmış zarlara elimi sürmem" dedi. Ben duydum; ama inanın "var mısın yok musun" yarışmacıları ve de hatta seyircisinden bir duyan olduğunu duymadım. Onlar Tanrı'yı rahatsız etmeye devam edecekler.

Hadi diyeyim iyi bir para için şans denendi, risk alındı. İyi de, engelli Melike ne olacak? Onun için de oturup ağlamak yeterli mi olacak? Hangi sorumlu vicdan duygusu 50 bin lirayı geri çevirmesini istenmişti? Yoksa ortada sorumlu vicdan falan yoktu da, her şey gösteri için mi yapılıyordu? Madem ki kutu açan yarışmacı adayları devam etmesini şiddetle telkin etmişlerdi, kaybetmeye neden ortak olmuyorlardı? Neden her yarışmacı sırası geldiğinde kazanacağı paranın yüzde onunu Melike için ayırmayı teklif edemedi?

Faydanız dokunmuyorsa, bari zarar ihtimali olan öğütlerinizi kendinize saklayın. Hesabı ödemeyecekseniz garsondan en büyük istakozu istemeyin...

(Muharrem Soyek)

 
Toplam blog
: 363
: 1765
Kayıt tarihi
: 04.08.08
 
 

Parasız yatılı Darüşşafaka Özel Lisesi'nde iki yılı hazırlık sınıfı olmak üzere yedi buçuk yıl ok..