Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Mayıs '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Varlığımızın ispatı sanki kredi kartları

Varlığımızın ispatı sanki kredi kartları
 

Günümüzde varlığımızı en iyi ispat eden unsurlardan birinin kredi kartları olduğu söyleniyor. Kredi kartları varlığımızla beraber, her geçen gün daha çok bizleri esiri haline getirmektedir. Onsuz çarşıya çıktığımızda, onsuz, AVM ’lere girdiğimizde, bir uzvumuz eksik gibi davranıyoruz, afallayıp kalıyoruz. Belki parayı taşımayı sevmediğimizden, belki peşin alışverişi sevmediğimizden, belki de kredi kartlarıyla kendimizi daha güvende hissettiğimizden olsa gerek; ama sebep ne olursa olsun, kredi kartlarından vazgeçemediğimiz bilinen bir gerçektir.

Hemen herkesin cebinde birden fazla kredi kartı bulunmaktadır. Biliyoruz ki, kredi kartları bilinçli kullanıldığı zaman hayatı kolaylaştırmaktadır, ancak bilinçsiz kullananlar açısından aynı durum söz konusu olmamaktadır. Bu konuda sürekli araştırmalar yapılıyor. Dünyada yapılan bu araştırmalarının amacı, bireylerin kredi kartı kullanımı konusundaki bilinç düzeyleriyle ilgili ölçümler yaparak, insanları bu konuda bilgilendirme ve kredi kartı kullanım kültürü edindirmeyle ilgili olmaktadır.

Kredi kartı kullanımıyla ilgili bireysel yaşamda ve toplumsal alanda ortaya çıkan olumlu ya da olumsuz sonuçların tümü, kredi kartı kullanım biçimi ve bilinciyle ilişkili olduğunu herkes bilmektedir.

İnsanların büyük bir kısmı, kredi kartından dolayı önemli sorunlar yaşamaktadır.

İnsanların çoğu mağdur olma sebebi olarak kredi kartını göstermektedir.

İnsanlar, kredi kartı borçlarından ve bunları ödeyememekten dolayı, gerek ferdi ve gerekse ailevi olarak sürekli huzursuzluklar yaşamaktadır.

Bankalar ve tefecilerin eline düşerek, borç batağına saplanmış insanlar, kendilerini çaresiz ve bunalmış hissediyorlar.

Sanırım en önemlisi de kredi kartı mağduriyetinin temel sebebi olarak, harcamalarında bilinçsizce kredi kartı kullanımıdır.  

Hemen bütün insanlar bunun farkındalar. Hemen herkes, kredi kartları olmadığı zamanlar, daha güzel ve zevkli alışveriş yaptıklarını, daha iyi geçindiklerini gönül rahatlığıyla söyleyebilmektedir. En azından mahalle bakkalına gittiğinizde, borca istenilen mal ve ürün alınabiliyor ve deftere yazılabiliyordu. Şimdi bakkallar gibi küçük esnaflar da tarih oldu.

Dünya sürekli değişiyor ve gelişiyor. Buna mani olmak hemen hemen imkânsızdır. Bununla beraber teknoloji de son sürat ilerlemektedir. Teknolojik gelişmelerle beraber, hayatımıza giren kredi kartlarını kullanmamak mümkün değil.

Mademki günümüzde kredi kartından kurtulmak ya da onu hayatımızdan tamamen çıkarmak mümkün olmadığına göre; bilinçsizliği doğuran ve problem oluşturan konulara odaklanarak, çözümler aramak gerekmektedir.

Alışveriş çılgınlığının ayyuka çıktığı günümüzde, problemin kaynağında bilinçsiz kullanım söz konusudur. Kredi kartının alışverişi kolaylaştırdığı bilinen bir gerçek… Çünkü para taşımıyorsunuz ve sanki bedavaymış gibi istediğiniz her şeyi rahatlıkla satın alabiliyorsunuz.

Peki ya sonrası?.. İşte esas problemler ondan sonra ortaya çıkmaktadır.

Malum, alışveriş merkezlerine girildiğinde, cebindeki kartlara güvenerek, ihtiyaçları olsun, olmasın her türlü ürünü aldıklarına şahitlik edebilirisiniz. Bunun savunulacak hiçbir tarafı yoktur. Çeşitli müziklerle, diksiyonu düzgün stant satış elemanlarıyla, insanları alışveriş tuzağına çeken yaklaşımlarla, havaya kendini kaptırınca, maalesef olanlar oluyor.

Ancak, yine bilinen bir gerçek var ki, insanlar borç ödeme anında kredi kartıyla yapmış olduğu alışverişlerin çoğundan herkes pişmanlık duymaktadır.

İnsanların pişmanlığının sebebi belki kredi kartı sahip olmaları değil, tüketime yönelten harcama tutkusudur. Hemen herkes, bu tüketim çılgınlığının kurbanı olmuş durumdadır. Bu çılgınlıkta, kadınlar erkeklerden daha çılgın ve bonkör olduklarını unutmayalım!
Kredi kartı kullanımının vazgeçilmezi olan ve dolayısıyla bilinçsiz tüketimi artıran bir diğer sebep de şüphesiz taksitlendirmelerdir.

Yapılan harcamalar sonucunda, borçlarını zamanında ödeyemeyenler; ya faiz altına girmekte ya da taksitlendirme yoluna giderek, tabiri caizse ipotek altına girmektedirler.

Bütçeye uygun olduğu düşünülerek, taksitle ödeme anlayışı, taksitlerin sayısını ve süresini her geçen gün uzatmakta, biriken taksitler ise, büyük borç meblağları oluşturmakta, haliyle bütçeler sarsılmaktadır.

Peki muhtemel sonuçlar!..

Varlığımızın ispatı kredi kartları değil, bunu çok iyi bilmelisiniz.

Kendinize, arkadaşlarınıza, dostlarınıza ve çevrenize bakacak olursanız, ne demek istediğimi çok iyi anlarsınız.

 

Kerim BAYDAK

kbaydak61-artan@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1022
: 214
Kayıt tarihi
: 06.11.12
 
 

Kerim BAYDAK 01.01.1961  ADIYAMAN  doğumlu.. 2003 yılında Anadolu Üniversitesi  İşletme Fakultesi..