Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

zirve özden özpınar

http://blog.milliyet.com.tr/fidanlar

18 Ocak '08

 
Kategori
Anılar
 

Varolmak

Varolmak
 

Dünyanın değişilmeyecek güzelliği sorulsa çocuklar derim. Dünyanın neresinde olursa olsun aynı saflık ve masumiyeti yakalarsınız gözlerinde. Ne giyinme , ne yeme , ne barınma düşüncelerindedir. Yalnızca kendilerine sarılan kol, okşayan bir eldir istediği yüreklerinin. Sınırsız oyun sığdırırlar yalnızca düşüncelerine. Sorguladıkları tek şey sevilip sevilmedikleridir.

Moğalistan'ın Orhun nehri kıyıiarına yakın Karakurum' adoğru yol alıyoruz. Yol yok tabii. Her taraf kayalık taşlık. Ancak cip ile gidilebiliyor. Karasal iklimin bitki örtüsü tüm çıplaklığıyla ortada. Yolda kaçışan tarla fareleri..
Öyle yolda durup yemek , tuvalet ihtiyacınızı karşılayamazsınız. Küçük bir dükkandan su ihtiyacımızı gideriyoruz. Asya'nın ortasındaki bu çölde yaşayan moğollara çadırdan evlerine konuk oluyoruz. Türk misafirper-
verliği duygulandırıyor. Altı çocukları var. Yerde , etrafında kıldan kilimlerle çevrili çadırın içi çok ağır kokuyor. İçeride kancalara takılı etler var. Kurumaları için asılmış. Tek besinleri et. Kışın her taraf karla kaplanınca yalnız atları , hayvanları kuruttuları etler var. Hayal edince o kadar zor yaşam koşullarına nasıl dayanabiliyorlar diye düşünüyorum. Çocuklar etrafımızı sarıyorlar. Çekik gözleri akan burunları, meraklı bakışları heryerdeki gibi masum çocuklarım.. Sakıza bayılıyorlar. Aralarında çekişme filan göremezsiniz.
Çocukları iki üç yaşında ata binmeye alıştırıyorlarmış. At onlar için çok değerli. Gözleri gibi bakıyorlar. Bize içecek ikram ediyorlar. Biraz tadıyorum . At sütünden yapılıyormuş. Okula başlayan çocukları seneden seneye gelebiliyor, kara kış geçinceye kadar Karakurum'da kalıyorlarmış. Bir an bizim yeni okula başlayan çocuklarımız aklıma geldi. Ağlamalar ayrılmak istememeler..Doğa koşullarına uygun biçimlenen kişilikler.. Minicik hallerinde başlarının çaresine bakmak zorundalar. Ama ailede gerçek yalınlığı bağlılığı, güçlülüğü hissedebiliyorsunuz.İşte bu diyorsunuz içiniz ürpererek. Fotoğraf çekilip ayrılıyoruz. Karakurum'a geliyoruz. Belki on , onbeş tenekeden yapılmış evlerin etrafı kale surları gibi tenekeyle çevrili. Kapkara .İsmini herhalde bundan dolayı almış diye düşünüyorum. Güneş batmak üzere olduğundan havanın sertliğini hissetmeye başlıyorsunuz.Konukların kaldığı çadırlardan yapılmış kamp yerine doğru hareket ediyoruz.
Daha yaz mevsimde bir gecenin ayazında aklım tanış olduğumuz çocuklarda.Yaşama ne denli güçlü yetiştikleri ve küçücük elleri , çıplak ayakları, masum merak dolu bakan gözleriyle....
sevgiyle....

 
Toplam blog
: 363
: 353
Kayıt tarihi
: 09.12.07
 
 

Buca Eğitim Enstitüsü mezunuyum. Emekli öğretmenim. İzmir'de yaşıyorum. Adaletin, yalınlığın, sev..