- Kategori
- Gündelik Yaşam
Varoş
YAZININ BAŞLIĞI VAROŞ ANCAK ARTIK HER YER VAROŞ!
İnternet görsellerinde gezinince görüyorum. Latin Amerika ülkelerindeki çarpık kentleşme görüntüleriyle Türkiye birbirine tıpatıp benzer.
Girin sözgelimi Google Earth üzerinden Brezilya’nın, Meksika’nın, Venezuella’nın kentlerinin kenar mahalle sokak görüntülerine, yakın zaman Çinçin’i, Bursa Yıldırım’ın arka sokakları, Buca’nın neredeyse tamamı, İstanbul’un Yenibosna’sı, Gaziosmanpaşa’sı, İzmir’in ve İstanbul’un Gültepe’leri… vs ile ne kadar benzeştiklerine şaşar kalırsınız.
Çatısız, sıvasız, tuğla, demir filizler, biriket bacalar, derme çatma bahçe kapıları, kaldırımsız sokaklar…
Meksika’nın başkentinde, Brezilya’nin Rio’snda Sau Paulo’sunda… günlük ortalama işlenen cinayet sayısı ortalama birkaç yüz civarında seyrederdi bir zamanlar… Gasp, tecavüz, hırsızlık, kapkaç, darp… gibi olaylar sıradandı.
Bundan beş on yıl öncesine kadar oralarla bizim kenar mahalle insan profili farklıydı, şimdi o da artık “tıpatıp” aynı.
Türkiye’nin kenar mahalleleri eskilerde yoksul ancak aile disiplini altındaki çoğunluk sakinleriyle, mahalle dokusuyla, komşu dayanışmasıyla… huzurluydu.
Şimdi gidin gündüz gözüyle Ankara’nın Hacıbayram camiinden Dışkapı’ya doğru yürüyün, İsmetpaşa’nın dar ara sokaklarından, bakın bakalım bir daha o bölgeye ayak basabiliyor musunuz?
Kanlanmış gözler, hırpani kılıklar içinde bakışlarıyla dehşete düşüren tipler… orda burada dikilen korkutucu karanlık gruplar.
Nisbeten daha derli toplu gibi görünen kenar semtlerde kağıt toplayıcılarının çokluğu, elektiriği suyu olmayan metruk binalarda barınmaya çalışan ve yaşamlarını sürdürme zorunluluğunun her birini potansiyel birer suçlu haline getirdiğini her hallerinden çıkarabileceğiniz kalabalıkların korkutuculuğunu iliklerinizde duyumsarsınız.
Sadece metropoller de değil. Artık her yerdeler.
Ve hepsini Suriye’li sandığımız ama aslında Dünyanın her yerinden gelmiş türlü çeşitli insanlar… Ve bizim insanlarımız…
Neden bu kadar korkutucular?
Çünkü kentlerin buralarından kentlerin her noktasına artık dehşeti taşıyorlar da ondan?
Güvenlikli gettolarında oturanlarımız da bu durumdan ari olduklarını sanmasın da ondan.
Kırmızı ışıkta herkes durmak zorunda kalıyor… Trafikte herkes her an bu insanlarla burun buruna oluyor da ondan.
Artık tehlike her an herkesin burnunun dibinde.
Buralarda barınan ve de örgütlenen suç potansiyeli kentlerin her noktasında mağduriyetlere yol açıyor da, ondan…
Ve artık öyle acımasızlar ki… Öyle gözlerini karartmış ve öyle pervasızlar ki…
Örnek mi istersiniz? Uzak geçmişlere gitmeye gerek yok… İçinden geçtiğimiz bir-iki günden Hürriyet gazetesine haber olan örnekler…
Kastamonu’da hırsızlar hayvanlarını çaldıkları ailenin 5 ferdini öldürüp evlerini yaktılar… Alaplı’da hırsızlık amacıyla girdiği evde 2 kadını bıçakladılar… İstanbul’da aynı evde kalan 4 kadına tecavüz ettiler… Silivri’de yol kesip 2 milyonluk altın çaldılar… Polise gidemezler diye sığınmacıları gasp ettiler… Gaziantep’de televizyonlarını çalan hırsızın arabasını çaldılar… Antalya’da işten çıkarılan kurye 3 kişiyi öldürdü… İzmit’te sevgilisiyle bir olan kadın eşini öldürdü… Öğrenci okul müdürünü öldürdü… Ankara’da baba oğul arabalarında silahla taranarak öldürüldü… Urfa’da ayakkabılıktaki yer kavgasında kardeşini öldürdü… Öldürdüğü kadının cesediyle 900 kilometre yol yapan katilin bir kişiyi daha öldürmüş olduğu ortaya çıktı… Üniversiteli 8 saat önce tanıştığı kız arkadaşını öldürdü… 17 yaşındaki cinayet zanlısı ölenin ailesine başsağlığı diledi… Baba öldürüldü, oğul gözaltına alındı… Mankenlik ajansı sahibi otel odasında öldürüldü… Sahte kimlikle kiraladığı evleri soydu… Bilgisayar hırsızı güvenlik kamerasına yakalandı… Liseli kızlar cezaevinde ziyarete gelmeyen arkadaşlarını dövdü…
Ve, Hürriyet bu türden vakaların tamamını da haberleştirmiyor.
Manzara bu…
Bahsettiklerim sadece son iki günün gazetelerinden küçük bir seçki.
Bahsi geçen olaylar elbet güvenlik görevlilerimizce anında aydınlatılıyor, failler adalet önüne çıkarılıyor… Çok şükür bu anlamda devletimiz güçlü. Ancak tehlike çok yaygın ve gitgide daha da büyüme eğiliminde. Tek çözüm polisiye değil. Konu etraflıca araştırılmalı ve önlemler çok yönlü düşünülmeli.
Unutulmamalı ki, suça maruz kalan herkes açısından her şey için artık çok geç… Ve o kişinin “biz” olma ihtimali öyle sanıldığı kadar uzaklarda da değil…
Allah kimseyi kötüyle karşı karşıya bırakmasın…
Kenan IŞIK