- Kategori
- Kişisel Gelişim
Varsay ki!
Varsayım
Orhan Veli’nin ‘’ Hiçbirşeyden çekmedi dünya da
Nasırından çektiği kadar. ‘’ dizeleri alıp benim hayatıma uyarlayacak olsam şöyle yazardım diye düşünüyorum.
Hiçbirşeyden çekmedim dünyada
Varsayımlarından çektiğim kadar.
Hani derler ya insanın kendine ettiği kötülüğü bi başkası asla edemezmiş diye işte ben tam da bu sözlerin vücut bulmuş haliyim. Oysa ki bizim kuşak Türkan Şoray’ların Filiz Akın’ların varsayımları yüzünden ömürlerini aşk acısı çekerek tükettiğinini anlatan filmlerle büyüdü. Mesajlar öyle subliminal falan da değildi direkt,doğrudan. Varsayımlarımın fesh ettirdiği iş anlaşmaları, batırtığı paralar, kaybedilen zamanlar, insanlar … Ben bir zamanlar varsayarken… diyebilmeyi çok isterdim lakin bu konu çooook çetin. Halen uğraşıyorum kendimle iki ileri bir geri modunda.
En çok da ‘’ben biliyorum ya karşımdaki de biliyordur’’ varsayımını yapıyorum . Yada o da ben böyle düşünüyorsam O da öyle düşünmüştür. Aynı resme bakıp farklı şeyler gördüğümüzü ve doğalının da bu olduğunu unutuyorum Herbirimizin ihtiyacının farklı olduğunu okuduğumuz bir kitap ta, dinlediğimiz bir masal da, izlediğimiz bir film de herkesin kendi ihtiyacı olanı aldığını da. Şu an neden yazıyorum ki bunları diyorum kendime mesela, onlar da biliyorlar. Sonra silkeleniyorum diyorum ki olsun, biliyor olabilirler ama bu varsayımsız yaşadıkları anlamına gelmiyor. Bilmek ile içcelleştirmek farklı şeyler. Bilginin kalbe işlemesi için zamana ihtiyacı vardır ve bu bilgi kalbe işleyene kadar hatırlamak ve hatırlatmak lazım bırak şimdi yeniden varsaymayı.
PEKİ YA SİZ NELERİ VARSAYIYORSUNUZ ?
Satır aralarında eşinize laf soktuğunuzu O’nun da o mesajları anlayıp anlamamazlıktan geldiğini varsayıyor musunuz mesela? Sizin düşündüğünüzü düşündüğünü, gördüğünüzü gördüğünü ve görmemezlikten geldiğini?
Başkalalarının eşlerinin, ailelerinin sizinkinden daha iyi, çocuklarının daha zeki ve çalışkan, hayatının daha kolay olduğunu varsaydığınız için kendinizi başarısız bulduğunuz ve kendinize yüklendiğiniz oldu mu mesela?
Patronunuzun yada müdürünüzün sizinle bir derdi olduğuna mı inanıyorsunuz yoksa?
Sevilmediğinizi, anlaşılmadığınızı, istenmediğinizi, varsayıp çektiğiniz acılar var mı?
Nasılsa başaramayacağınızı varsaydığınız için kaç hayalinizden vazgeçtiniz bugüne kadar ?
Oysa varsayımın kelime anlamı nedir diye baktığımızda Türk Dil Kurumu diyor ki ‘’deneylerle henüz yeter derecede doğrulanmamış, ancak doğrulanacağı umulan teorik düşünce, faraziye, hipotez.!!
Toltek bilgelik kitabının yazarı Don Miguel Riuz bilgeliğe ve mutlu bir yaşama giden yolda kendimizle 4 madde de anlaşma yapmamız gerektiğini söylüyor bu maddelerden biri VARSAYMAMAK , kişisel algılamamak, sözlerimizie dikkat etmek ve elimizden gelenin en iyisini yapmak diye devam ediyor.
Yaşam bilgeliğine giden yolda
Varsaymak yerine duygularımızı,düşüncelerimizi net bir şekilde ifade etmek
Varsaymak yerine soru sorararak gerçek bilgiye ulaşmak
Varsaymak yerine denemek olumlu yada olumsuz tecrübemizi konuşmak ve sonrasında yeniden denemek gerekiyor.
Farkettiniz mi Türk Dil Kurumu doğrulanacağı umulan diyor. Burada ki umulan kelimesi anlam ve incelik açısından üzerinde uzun uzun düşünmeyi hakediyor gibi geldi bana. Eğer ille de varsaymaya devam edeceksek, Umudumuzu hep güzelliklerden yana koruyarak en ciddi büyünün Söz olduğunu varsayıp hep güzel dileklerde bulunsak başka bir dünyanın mümkün olduğunu varsayıp o hayale yürüsek , sevginin bütün kilitli kapıları açacağını varsaysak. Yada başımıza gelen bütün felaketlerin aslında bir dönüşüm aracı olduğunu varsayıp onu görmeye , dönüştürmeye niyet etsek neler değişirdi hayatımız da?
Haydi bu kez hep birlikte , umudumuzu hep güzelliklerden yana koruyarak, dünyanın değişeceğini varsaymaya hatta varsaymaktan öteye geçip inanmaya ne dersiniz?