Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

26 Mayıs '11

 
Kategori
Deneme
 

Vasatlar yönetir. Zekiler mutsuz olur.

Vasatlar yönetir. Zekiler mutsuz olur. 

Evet güzel okuyucum. Yanlış okumadın yazımın başlığını. Vasatlar yönetir. Zekiler mutsuz olur; diyorum sana ısrarla. 

Ben, elimden geldiğince, hayata dikkatle bakmaya, baktığımı anlamaya ve algılamaya, anladıklarımı da, anladığım kadarıyla insanlara anlatmaya çalışıyorum. Bu konudaki becerimin, başarımın takdirini sana bırakıyorum. Biliyorum ki sen hak edenin hakkını ona adaletle teslim edersin. 

Çok uzun süredir gözlemlediğim ve gözlemlerken de çok mutsuz olduğum bir durum bu; bugün sana anlattığım konu. 

Türkiye de çok daha yüksek oranlarda olmakla birlikte, sistemi, insanı vasatlar yönetir. Zekilerse ölesiye mutsuz olur. Nereden mi biliyorum? E, söylemesi ayıp olmazsa eğer, ben de zeki adamım da ordan biliyorum canım! 

Vasatlar tarafından yönetilmemizin bir çok nedeni var güzel okuyucum. İstersen seni daha fazla sıkmadan anlatmaya başlayayım: 

- Matematiksel, istatistiksel oran nedir? bilmiyorum. Ama sezgisel olarak da olsa, vasatların sayısal olarak çok daha fazla olduğunu söyleyebilirim sana gönül rahatlığıyla. E, o zaman, çok azı döver! Pardon canım! Çok azı yönetir diyelim hadi daha kibarca... 

- Her insan, kendi gibiyle daha iyi anlaşır. Teşbihte hata olmaz. Kel kelle, kör körle, deli deliyle, aklı olan da akıllıyla anlaşır.Aralarında iyi anlaşan, gruplaşanlar da, sayısal çoğunlukları da varsa, önce nezaketle, sonra da çoğunluğun verdiği güvenle azınlığa önce hakim olur. Sonra da acımasızca hükmetmeye alışır. 

- Hani biraz önce herkes kendi gibiyle anlaşır dedik ya... İşte o sebeptendir ki, vasat olan yöneten de kendi gibi vasatlarla çalışır. Çünkü insanın bildiğini yönetmesi bilmediğinden çok daha kolaydır! 

- Vasat, yönetenden aldığı emir ve talimatları harfiyen uygulamakla, ya da birazcık tatlı su kurnazıysa eğer, işlerden nasıl kaytaracağıyla meşguldür kendi aklınca... Sistem, düzen, intizam, dün, bu gün, yarın zerre umrunda olmaz onun; şartlar onu zorlamadıkça. Birileri huzurunu bozup, rahatını kaçırmadıkça. 

- Zeki olansa ha bire mutuz, huzuruz ve gergin olur. Ne kadar kendini engellemek, kontrol etmek istese de. Çünkü sorar o. Sorgular. Vasat istemese, rahatsız olsa bile; işi, sistemi, düzeni kendince yorumlar. Değişim yönünde zorlar. Bir yerde bu, içgüdüsel bir tavrı, davranışı, tepkisidir yaşama ve yaşamın ona sunduklarına. 

- Vasat sakin ve huzurludur. Çünkü sabah yataktan kalkmasından gecenin bilmem kaçında yatana kadar ne yapacağı, ne yapmayacağı bellidir. Acele etmesine, panik yapmasına, dert edinmesine kendisine zerrece gerek yoktur. 

- Zeki insansa ha bire dolu ve meşguldür. Yapacağı sayısız şey olduğu gibi, üzerine vazife olmayan birçok durumdan da sayısız dert, sayısız engel edinir kendine. Öyle ki,  

- Ah! Şu kafamın yerinde bir çınar ağacı olsa! der. Tıpkı büyük şair Nazım Hikmet gibi. 

- Yorgun; ama genelde enerji doludur zeki insan. Çünkü başkalarının ona söylediği, kendisinin de kendisine söylediği bir sürü işi vardır onun. Birçoğu için zerre karşılık beklemeden... 

- Vasatsa hep bitse de gitsek derdindedir. Zeki olan ne kadar özverili ve biz merkezliyse; vasat o derece bencil ve benmerkezcidir. 

- Bütün büyük değişimciler, liderler, yaratıcılar zekilerden çıksa da; vasatlar sürü sürü takımlar halinde zekilere çelme takma çabasında ve telaşındadır. 

- Vasat olan babasından, atasından, arkadaşından, eşinden, dostundan gördüğüyle yetinir fazlasıyla; zeki olansa, her zaman daha iyi, daha farklı, daha faydalı olanı bulma telaşında... 

- Vasat sakin, itaatkar ve fazlasıyla söz dinleyendir. Zekiyse hırçın, gergin ve çünkü sözünü dinletme derdinde olan; her daim çileli... 

- Zekinin bir de vasatla KOCAMAN bir uyum derdi, geçinebilme, anlaşabilme ihtiyacı vardır giderilmek zorunda olan... Çünkü vasatlar çoğunlukta olsa da; insanının, toplumunun kaderini belirleyen, zekiler olmuştur dünya kurulduğundan bu yana. Vasat, yaşar; elini taşın altına sokmadan; suya sabuna dokunmadan... Zekiyse hep tedirgindir yarın garantisi olmadığından 

Velhasılı kelam güzel okuyucum, vasat, yönetir dilediğince, gönlünce, keyifle. Zeki hep mutsuzdur aklının ona habire gör! dediğini görmekle... 

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara