- Kategori
- Aşk - Evlilik
Vatan-ı Asli'ye varmak için tek vasıta: AŞK

Herkes aşk ile ilgili düşünceler sahiptir. Ama bu güzel düşüncelerini her nedense paylaşmazlar. Oysa aşk ile ilgili bildiklerimiz bilmediklerimizin milyon da biridir. Benim düşünceme göre aşk; kalbin ateşler içinde kalması ve ruhun sevdiğinden ayrı kalmasından dolayı yaşadığı tatlı bir ızdıraptır.
Aşk aslında büyük bir armağandır bizlere, yapmamız gereken sadece kurdelasını açıp süprizimizle başbaşa kalmaktır. İçinden ne çıkacağı belli değildir. Kah tebessüm ettirir kah ağlatır. Ama tatlı bir his bırakır yüreğinizde, kurban da kurbanlıklar kesilir bayram olur ya... Kalbiniz kurban edilir bayram olsun diye. Kanlar içindeki kalp bu yetmezmiş gibi bir de ateşin içine atılır, köz köz olup yanmaktadır. Yanarken bilir birileri bayram yapmaktadır. Bir tatlı tebessümü vardır. Yanar ama tebessümü bırakmaz tamamen yanana kadar.
Mum yandığında erir ya kalp te erir öyle ama farkında değildir. Erir gibi görünür aslında o ermeye başlamıştır. Erer hakiki aşka gözleri ve gören gözü görmez olur. Kalb gözü açılır. Belki de bunun içindir aşk söyletir insanı, aşk yoksa ruh cesette durmaz. Ruhsuzlaşır, maddileşir kararır kalpler. Karanlık insanlar türer dört bir yanda ada olur aydınlık kalpler kalırlar tam ortalarında. Issızlaşır ama asla çoraklaşmazlar. Aşkı anlatır dururlar, kadehlerinde aşkın şarabı vardır. İkram ederler ruhunu yitiren gölgesi kalan yitirilmiş cennetlere.
Güneş aşkı temsil eder. Yakar kavurur fakat şikayet edemez kimse, o olmazsa yaşayamacağını bilir insan. Beden için güneş ne ise ruh için de aşk odur. Yakacaktır sonsuza kadar ruhları pişirecektir. Sonsuzluğa hazır hale gelecektir ruh ve göçecektir vatan-ı aslisine...