Vatan Millet Sa(P)arya!!

Benim çocukluğumdan beri (1953 doğumluyum) güzel ülkemin her coğrafyasında, köyünde, kasabasında, kentlerinde, cami yaptırmak için sokaklara mendil serilir ve para toplanır. Bu insanlar kimdir, yaptıkları iş yasal mıdır değil midir, topladıkları paralar gerçekten cami yaptırmaya ulaşıyor mu? Bunlar bir yana ben hiçbir kolluk gücünün bu insanlara müdahalesini görmedim. Bu insanların ayrıcalıkları var. Yasalar kanunlar bu insalara işlemez. O zamandan bu zamana ülkemizde cami sayısı arttı. Dindar sayısı arttı. Öyle ki üniversitelerimiz bile cami yaptırma yarışına girdiler. Şükür şimdi her üniversitemizde cami var. Bu yetmedi, liselerde, ilköğretim okullarında sınıflar hatta labaratuarlar mescit yapılmakta. Yaz tatillerinde okullar çocuklara Kur'an öğretimi için kapılarını açtılar. Yani ülkemizin yaşlısını gencini her yaştan insanını dindar yapmak için seferber olmuş durumdayız. Eskiden sadece imamhatip okullarında düzenlenen Kur'an okuma yarışmaları şimdi bütün okullarda yapılmaktadır. Oysa, dini insanımızın kişisel tercihine bırakıp bilime ve sanata yönelmeliyiz. Gelişmişliğin ölçüsü dinde değil; bilimde, sanatta, edebiyatta Dünya ölçeğinde yarışmaktır. Ülkemizden kaç kişi fizikte, kimyada, tıbda, edebiyatta nobel ödülü almıştır? Sadece edebiyatta Orhan PAMUK almıştır, onuda taşladık! Aferin bize.!

Bir tarafta bunlar yaşanırken diğer tarafta özellikle son yıllarda bir bayrak asma yarışıdır gidiyor. Eskiden sadece milli bayramlarda evlerin pencerelerinden ( ki bende yapardım ) sarkıtılan bayraklar şimdilerde bütün bir yıl sallanmakta. Öyle ki o güzelim rengi solmakta, üzerinde ki ay-yıldız seçilememekte. Siteler arasına büyük boy bayraklar asılmakta ve bütün bir yıl burada asılı kalmakta. Belediyeler, vilayetler, köyler, kasabalar, bayrağı en yükseğe çekmekte yarışmaktalar. Bunun için devasa boyutlarda demir direk dikmekteler. Büyük ebatlarda bayrak siparişleri vermekteler. Pek tabi ki bütün bunlar için yüklü miktarlarda paralar harcamaktalar. Böyle yaparakta ülkemizde ki bütün insaların milliyetçilik damarlarını kabartmaktalar.

Peki biz bunları yaparken çağdaş Dünya ülkeleri neyle uğraşıyorlar? Paralarını ve enerjilerini, bilime, sanata, fene akıtıyorlar. Yani ar-ge çalışmalarına milyarlarca dolar ayırıyorlar. Labaratuarsız, bilgisayarsız okul bırakmıyorlar. Üniversitelerinde bilim üretiyorlar. Sözünü ettiğim ülkelerde ağır sanayi dönemi bitti. Şimdi bilgi çağındalar ve bilgi üretiyorlar. En küçü işletmelerinde bile ar-ge bölümleri bulunmaktadır. Ağır sanayi yatırımlarını üçüncü Dünya ülkelerine devretmektedirler. Yani teknoloji üretiyorlar, teknoloji ihrac ediyorlar. Bizim gibi ülkelerde teknoloji satın alıyorlar. Böylece bu ülkelere milyarlarca dolar kaptırıyoruz ve fakirleşiyoruz. Fakirlikte ülkede kavga çıkartıyor. Yani birbirimizle ve Dünya ile kavga ediyoruz. Ülkemizde dindarlıkta ve milliyetçilikte yarışan kesimler bu kez birlikte hareket ederek gelişmiş ülklere karşı cephe alıyorlar. Çağdaş Dünya ülkelerine karşı düşmanca tavır sergileyebiliyorlar. Fakir kalmamızın sebebi olarakta o ülkeleri suçluyorlar.

Ey ülkemizdeki dinciliği ve milliyetçiliği parlatan kesimler, biliniz ki cami yaptırmak için sokaklarda açtığınız, açtırdığınız mendilleri birazda okullara bilgisayar alacağız, okullara labaratuar açacağız, ar-ge çalışmaları başlatacağız, işsiz gençlere iş yeri açacağız diyerek halktan para toplarsanız ülkeye de büyük iyilik yaparsınız, dininize de büyük iyilik yaparsınız. Çünkü ülkemin müslüman insanlarını elin gavurunun teknolojisine muhtaç etmezsiniz. Yine sizler, siz kuru milliyetçiler, devasa demir direklere, devasa boyuttaki bayraklara, lüks makam arabalarına, çevrenizde ki yalakalara harcadığınız bu yoksul ülkenin kaynaklarını, bu ülkenin çocuklarının eğitimi için, bu çocukların meslek edinmeleri için, üniversitelerinde labaratuar açarak bilim üretmeleri için harcarsanız iş de tamda o zaman ATATÜRK Milliyetçisi olursunuz. Ey güzel ülkemin sivil toplum örgütleri, sivil olmayan örgütleri, bu yanlış gidişe hiç mi sesinizi çıkarmayacaksınız. Hiç mi varsa vicdanınız sızlamayacak. Çünkü sizden sonra bu ülkede torunlarınız yaşayacak. Tabi geriye ülke diye bir şey kalırsa. Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamate.