Vatansız kalmak, öksüz kalmak nedir bilir misin sen?

Elinde silah dağlarda dolaşırken.. Vatanım dediğin bu topraklarda yeşeren, büyüyen yavru ceylanları öldürürken.. Vatansız kalmak, öksüz kalmak nedir bilir misin sen?

Vatan nedir ki? Kutsal topraklar mıdır, ibadete gittiğin yer mi? Nedir vatan?

Vatan topraklarında güvenle yeşereceğin, filizleneceğin, büyüyeceğin yerdir. Geceleri yatağında güvenle huzurla uyacağın, uçsuz bucaksız topraklarına bakarken umutla, sevinçle dolup çalışacağın, didineceğin yerdir. Vatan seni anlayan insanlarla bir arada yaşadığın, yabancılaşma, düşmanlık kin gütmediğin yerdir.. Vatan ana kucağıdır. Vatan anılarındır, sevdiklerindir. Vatan birlikte çalışmak, birlikte yaşayabilmektir. Vatan birlikte yaşayabilen insanların, birbirlerini anlayan, tek yürek olup birlikte hedeflere koşabildiği yerdir. Sınırlar bu birlikteliğin, bu anlaşmanın resmi sözleşmesidir. Dalgalanmakta olan bayrakta mutluluğu birlikteliği yaşatmak, devam ettirmek için can verenlerin göklerde kutsanmasıdır. Bu sınırlar içinde olan insanlar birlikte yaşamayı kabul etmiş demektir. Vatan toprak değildir, vatan sınırları çizilmiş topraklarda filizlenen, büyüyen insanlardır. Vatan oğlumdur, vatan kızımdır.

Asker, polis bu birlikteliği, geleceğe umudu, sevgiyi, kardeşliği korumak için vardır. Vatan yürekte yaşayan yer olmaktan çıktıysa, vatan kalplerde bölündüyse her tarafını nefret, kin, kan acı sardıysa asker, polis görevini yapamamış demektir ya da bir şeyleri yanlış yapmış demektir.

Vatansız kalmak, anasız babasız kalmak öksüz kalmaktır, nilüfer çiçeği gibi köksüz, tutunamayan olmaktır. Yurt dışına çıktığınızda, vatanınızdan ayrı kaldığınızda en lüks oteller bile bu duyguyu telafi edemez. 20 yılda başka topraklarda yaşasanız yabancı olma duygusundan kurtulmanız zordur. Yurt dışında çıkanlar, kalanlar bunu hisseder. Hisseder diyorum çünkü dönecek vatanları, dalgalanan bayrakları hep onları bekler, analarının evde beklediğini bilen çocukların güveniyle yurt dışında acınız hafifler. Ya yurtsuz, vatansız kalmak nedir? Bunu bilmiyoruz.Ne Türk olarak biliyoruz Ne de Laz olarak biliyoruz.. Dağlarda Kürt kimliğinle savaşanlar, ölenlerde bilmiyorlar. Umarım hiç te bilmeyiz, bilmezler. Kürtlerinde yurt dışına çıktıklarında dönecek bir vatanları, vatanım dedikleri bir Türkiye'leri var çünkü.. Ama böyle davranmaya savaşmaya devam ederlerse vatanım diyecekleri bir toprak bile kalmayacak. Lazını, Türkünü Çerkezini hepimizi vatansız bırakacaklar.

Kürtler ne uğruna savaşıyorlar? Vatan uğruna olmadığı kesin. Yeşerecekleri, filizlenecekleri toprak mı istiyorlar? TC sınırları içinde yeşerip, filizlenemediler mi? TC hükümeti onları koruyup, kollamadı mı, eşit davranmadı mı? TC hükümeti bu haksızlığı sadece Kürtlere mi yaptı, Türklere yapmadı mı? Mesele yeşerecek topraktan eşit pay almaksa sadece haksızlığa Kürtler mi uğradı? Sokaklarda sadece kürt tinerci çocukları mı var? Türk emekliler daha fazla mı maaş alıyorlar? Türk çalışanların sendikal ve demokrasi mücadele hakları Kürtlerden daha mı fazla? Haksızlığa karşı çıkmada, demokrasi mücadelesinde Türkler ile kürtleri kim ayrıştırdı? Kürtler ne istiyor?(Türkler diye bahsettiğim milletin içinde azınlıklar, lazlar, çerkezler ve bir sürü halk var..) Ben TC vatandaşı olarak vatansız kalmak, göçebe olmak, ömrümü sürgünlerde geçirmek istemiyorum. Her gün ülkemin televizyonunda kalkan cenazeleri, kanı, şiddeti yaşamak istemiyorum. Devleti sadece kapımda askere oğlumu isterken, vergi alırken görmek istemiyorum. Çocuklarımın yüreğine kin, nefret, ayrımcılık sokarak onların ruhunu kanatmak, kirletmek istemiyorum. Devletten herkese eşit babalık, kardeşlik türküleri, sevgi bekliyorum. Bir haksızlık varsa ortada milliyetçiliği çöpe atalım. Ne türk milliyetçisi nede Kürt milliyetçisi olalım. Milliyetçiliğin altında faşizm yatar, Kürt olmak bundan sizi kurtarmaz. Haksızlıklara karşı çıkmak için bizi birleştiren göklerimizde dalgalanan, bir bayrak varken, hepimiz o bayrağın altında buluşalım. Unutmayalım o bayrağı kurtuluş savaşında hep birlikte diktik göklere, o bayrağın kırmızısında hepimizin dedelerinin kanı var.. O bayrak göklerde dalgalandıkça biz hatırlatacağız sevgiyi, kardeşliği, birlikte omuz omuza savaştığımız o günleri, unutturamayacak hiç kimse bize elle tutuşmayı..

Yazımı şiirlerinde bu memleketin ,*bu toprakların burcu burcu kokusunu bizlere taşıyan  büyük şair Ahmet Arif'le bitiriyorum

hasretinden prangalar eskittim

seni, anlatabilmek seni.
 iyi çocuklara, kahramanlara.
 seni anlatabilmek seni,
 namussuza, halden bilmeze,
 kahpe yalana.

ard- arda kaç zemheri,
 kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
 dışarda gürül- gürül akan bir dünya...
 bir ben uyumadım,
 kaç leylim bahar,
 hasretinden prangalar eskittim.
 saçlarına kan gülleri takayım,
 bir o yana
 bir bu yana...

seni bağırabilsem seni,
 dipsiz kuyulara,
 akan yıldıza,
 bir kibrit çöpüne varana,
 okyanusun en ıssız dalgasına
 düşmüş bir kibrit çöpüne.

yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
 yitirmiş öpücükleri,
 payı yok, apansız inen akşamlardan,
 bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene,
 seni anlatabilsem seni...
 yokluğun, cehennemin öbür adıdır
 üşüyorum, kapama gözlerini...

hasretinden prangalar eskittim

seni, anlatabilmek seni.
 iyi çocuklara, kahramanlara.
 seni anlatabilmek seni,
 namussuza, halden bilmeze,
 kahpe yalana.

ard- arda kaç zemheri,
 kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
 dışarda gürül- gürül akan bir dünya...
 bir ben uyumadım,
 kaç leylim bahar,
 hasretinden prangalar eskittim.
 saçlarına kan gülleri takayım,
 bir o yana
 bir bu yana...

seni bağırabilsem seni,
 dipsiz kuyulara,
 akan yıldıza,
 bir kibrit çöpüne varana,
 okyanusun en ıssız dalgasına
 düşmüş bir kibrit çöpüne.

yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
 yitirmiş öpücükleri,
 payı yok, apansız inen akşamlardan,
 bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene,
 seni anlatabilsem seni...
 yokluğun, cehennemin öbür adıdır
 üşüyorum, kapama gözlerini...

Ahmet Arif.