Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Eylül '12

 
Kategori
Tarih
 

Şerif Mardin ve Türk Modernleşmesi

Şerif Mardin ve Türk Modernleşmesi
 

Ankara Hipodrumu'ndaki İdman (spor) Bayramı'nda geçit töreni. 1938


"Okul kitapları, buyurgan bir şekilde belirli gerçekleri –milli, toplumsal, ilmi- tekrar edip durmaktan vazgeçmek zorunda kalacaklardır. Türk sosyal hayatının vazgeçilmez harçlarından olan saygı ve nezaketin bir köşeye atılması zorunlu olabilir”

Şerif Mardin

Türk Modernleşmesi/*Türkiye'de Muhalefet ve Kontrol adlı makaleden

İletişim Yayınları–1992

Otobüste, orada burada okudum bu kitabı. Bir görseniz canı çıktı kitabın. Üstünde, dökülmüş çay izi bile var. Kitap bitti mi? Hayır ne yazık ki hala bir 50 sayfası duruyor. Araya bir iki roman, bir iki başka kitap girdi. Kitap, Şerif Mardin’in , Türk Modernleşmesi. Makaleler halinde yazıldığından bir ay ara verseniz de çok bir şey yitirmiyorsunuz. Şerif Mardin kitabı İngilizce yazmış, Türkçe'ye içindeki makaleleri konularında uzman olan çevirmenler çevirmiş.

Ankara Hipodrumu'ndaki İdman (spor) Bayramı'nda geçit töreni. 1938

Okuması oldukça zor, yani çevirinin o kekremsi tadı kalıyor okurken dimağınızda, usunuzda. Zaman zaman sayfalarda, satırlarda geri dönüşler yaşıyorsunuz; neyi nasıl anladığınızı, doğru anlayıp anlamadığınızı sorgulamak adına bir daha bir daha aynı yerleri okumak zorunda kalıyorsunuz. Bu kitap bu zahmete girmeye değer ve okullarda ders kitabı olarak bile okutulması Türk halkına çok şey katar. İşin ilginç yanı otobüste, kamuya açık yerlerde kitabı okurken çok sıradan insanların kitabın adına ilgi dolu gözlerle bakmasıydı. Bu nasıl içimi dağladı anlatamam, param olsa her birine deli denmeyi göze alarak, neredeyse kitabı hediye edecektim. Bu ilgi beni mutlu etti, insanlar aslında kendilerinin Türk olmalarının anlamını oldukça fazla merak ediyorlar, AB'nin Türkiye değerlendirilmeleri dışında farklı bakış açılarına, içlerinden birilerinin onlara "kendinize gelin" demesine, siz busunuz, siz aslında gözüktüğünden çok harikasınız demesine ihtiyaç duyuyorlar. Ama hiç kimse bunu yapmıyor, yapanlarda Şerif Mardin gibi bir türlü, hakla buluşamıyor, buluşturulmuyor.

Eşle dostla yaptığımız sohbetlerde, okuduğum birçok haberde gayrimüslimlerin zenginliğine, varlıklı olmalarına içimizde biriktirdiğimiz öfkeyi, kini görür, bunu da rahatsız edici bulurdum. Hiçbir topluma zengin olduğu için kızacak kadar kendimi aşağı göremedim. Belki zenginliği başka şeylerde aramam ve bulmam yüzünden olabilir bu. Ama Şerif Mardin’in, Türk Modernleşmesi kitabını okuyunca neden gayri Müslimlerin Müslümanlara göre daha zengin olduğunu öğrendim. Bu da beni gayri Müslimlere boşu boşuna kızdığımız yolunda aydınlattı. Çünkü Müslümanlara ticaret yapmak 1.Tanzimat'a kadar 1865 yılına kadar yasaktı. Bütün ticaret gayri Müslimlerin elindeydi. Hiçbir Müslüman bugünkü anlamıyla mülkiyet edinme özgürlüğüne dahi sahip değildi.

Sonra “Bu ülkeye şeriat getiremezler“ diye bağıranlar, korkanlar; bu ülke Osmanlıda bile kendi hukuku olan tek İslam devleti, o zaman bile şeriat ile idare edilmemiş. İşte Şerif Mardin’i okumuş olsak, tarihimizi bilsek bu korkulardan, bu gereksiz sloganların peşine takılmaktan, kurtulurduk, diye düşünüyorum.

Ve bence bu kitap, bu ülkeyi yöneten, yönetmeye aday olan, yönetmeye aday olmayı düşünen herkes tarafından okunmalı.

Tarihini bilmeyen uluslar, kendilerini tanımlayabilirler mi bilmiyorum. Gerçi Şerif Mardin bir tarihçi değil. Fakat tarihe ve gelişmelere bir sosyolog olarak baktığı için oldukça nesnel. Tarihte bize "tu kaka" diye öğretilen isyanlara bile müthiş bir sosyal olgu olarak bakıyor ve nesnel gelişmeler içinde isyanların ne kadar kaçınılmaz olduğunu gözler önüne seriyor.

Kitaptan sevdiğim bir pasajı buraya kopyalıyorum. Ve bu kitabı hararetle okumanızı, okutmanızı tavsiye ediyorum. Şerif Mardin bu ülkenin yetiştirdiği sayılı aydınlardan olup, okunmalı diyorum.

“1962 yılında Frederic Felek ve arkadaşlarının gerçekleştirdikleri Türk köyleri araştırmasında köylüler arasında sapmaya karşı düşük olan hoşgörünün varlığı çarpıcı bulunmuştur. Bu değişkenle yaygın kontrol öğesi iç içe geçmiştir. Şöyle ki, köylüler cemaat tarafından hizaya sokulurlar; ancak bu köy ihtiyar heyetince bilinen açık-seçik normların zorlamasıyla değil, kulaktan kulağa yayılan fısıltı gazetesiyle olur.
Köylülerin davranışının “aynı anda her yerde hazır-nazır bulunan tedirgin edici “ bir hava tarafından denetlenmesinden dolayı farazi güçlere nadiren ihtiyaç duyulması, yukarıda anlatılan durumun nedenini açıklar.

Oldukça parlak zeka veya düz yetenek Türk toplumunda rahatsızlık yaratmıştır. Denetim yaygınlığının örnekleri günlük hayatta en sık rastlanan olaylarında karşımıza çıkar. İmalar, nasihatler, hafif yollu sitemler, kişiyi canından bezdiren yalvarmalar, bardağı taşıracak son damlaya gelmeden önce, Türk usulü bir şey yapma gereğinin ifadeleridir. Bu yaygın kontrol mekanizmaları, açıklanan toplumsal hedeflerde ki düşük özgüllük düzeyinin üzerine kendini koymak için gelir.

Şahsi sorumluluk, başarıya saygı gibi normların sosyalizasyon sürecine girişi, zaten uzunca bir süredir kullanılan İsviçre Mendi Kanunu (1926 yılında benimsenmişti)’nun yerleştirdiği toplumsal değerlerle birlikte, cumhuriyet devrinin başından beri ilk defa çağdaşlaşmanın organik bir sosyal metriksini yaratabilir.
Bütün alanlarda, organik bir modernleşme için gerçek şartları meydana getirecek olan, bu türden bilişimlerdir. Okul kitapları, buyurgan bir şekilde belirli gerçekleri –milli, toplumsal, ilmi- tekrar edip durmaktan vazgeçmek zorunda kalacaklardır. Türk sosyal hayatının vazgeçilmez harçlarından olan saygı ve nezaketin bir köşeye atılması zorunlu olabilir."

Şerif Mardin

Türk Modernleşmesi/*Türkiye'de Muhalefet ve Kontrol adlı makaleden

İletişim Yayınları–1992

 

 
Toplam blog
: 17
: 781
Kayıt tarihi
: 19.07.12
 
 

1990'lı yıllar bir reklam satış elmanı için  hala pikajla montajın yapıldığı, dergi bağlanana kad..