12 Haziran '12
- Kategori
- İlişkiler
Ve hayat yine bize oyun oynadı...

Bu tarif edilmez bir duygu. Insanin içini tırmalayan, canını yakan... Geçecek diye bekliyorum. Zaman geçiyor, insanlar geçiyor.. Her yaramı iyileştirdim, içimdeki seni geçiremiyorum bir türlü..
Sabahlari mutsuz uyanıyorum, gözümü açtığımda rüyam hayal oluyor, ben yine kendimle yalnız kalıyorum. Seni bekliyorum umutsuz, mutsuz... Seninle geçireceğim anlarin hevesiyle dalıyorum geceye. Biryerlerde, başka bir zamanda, başka bir hayatta birlikteyiz zaten biliyorum. O zaman neden bu zaman değil diye sövüyorum içimden, bana ilk küfür etmeyi öğreten...SEN.. şimdi nerde hangi hayatlara karıştın kimbilir.
Içinden çıkamadığım çıkmazlarım var benim, labirentlerim, karanlık köşelerim. Herkesten sakladığım özlemlerim, hayallerim. Bazen kendime bile söylemeye çekindiğim. "Bu hayali kurmaya hakkın var mı senin?" insanın kendine söyleyebilecegi en derin çıkmazmış meğer. Insan işin içinden çıkamazmıs meğer... Ve sen bunların hepsinden habersiz..
Ölüm öncesi sessizlik gibi, beynimin içinde tüm düşüncelerim susuyor birden. Sonra tek bir ağızdan hücum ediyorlar, susmadan, usanmadan.. şarkılar karışıyor düşüncelerime, "şimdi sen nerdesin hiç gelmeyen" yapma diyorum başlama yine, devam ediyor içimdeki sesler... "söylenecek söz yok, gidiyorum ben... hoşçakal.." tek tek konusmuyor, vicdanımın sesini bastırmak için çığlık çığlığa bağırıyorlar...
Seni bu aralar daha cok özlüyorum nedense, sesin çalınıyor kulağıma gülümsüyorum... bakıyorum da sana benzeyen ne kadar çok insan varmış, ve herkes senin gibi gülermis meğer. Ben seni ne çok severmişim de haberim yokmuş meğer... Ne kadar çocukmuşum, nasılda büyümüşüm ben meğer senin yokluğunda.
Ve yine tamamlanmayan sözler çalınıyor kulağıma...
Ben sevgimi alıp gidiyorum bu şehirden sevgili.. Sen hoşçakal! Unutma beni emi.. Her yağmur yağdığında hatırla, ve her gün batımında, ve yalnız kaldığında ve ağladığında.. Hatırla ve de ki.. Meğer ne çok sevmişim seni! Meğer... ne çok.. sevgili...