- Kategori
- Deneme
Ve üç iki üç çözmek lazımdı

Sanki sadece seyreder oldum sanki sadece seyirciyim sanki belki de kumruyum , baharı bekleyen ...
Gayri meşru bir güne gayri meşru bir tohum.
Doğuştan yarım yamalaktı.
Büyüdü yine hep yarım kaldı.
Gayri meşru bir güne
Gayri meşru bir tohum düştü.
Dudağımda aksak bir kuş yarası karası alasına karışmış. Gözlerinde bezirgan çıldırasıya kanat çarpar gök çok uzak, yerde kamış üfler öte beriye beri öteye saklısında ezgisinde vurgusunda vuruşur ne acı ne tatlı işte... hiç
Dudağım kanıyor
Suçlu yok !
Adım...
Belki de hiç
''Bu ne yaman çelişki anne '' dudaklarıma yapışmış ve hiç annem olmadı ki diye ağlayan çocuk anneliğine gönülüp başını çıkardı öte beriye beri öteye sonra anladı ki !
Ölmek çok güzeldi acı çekerken
Ölmeye yakınlaştığında ise yaşamak
Asıl yaman çelişki buydu
Hem ölmek istemek hem de istememek...
Hayat belki de ...
Yaşamak isterken delice sağa sola, sola sağa dönerken iki kaburganın arasında bedenine sızan acıları hissetmekti.
Usta !
Yine yerim kayıp, camdan dışarıda busbulanık ve sopsoğuk bir hava, dışarıda dolaşan kediler bile yok ve sessizce ışıldıyor güneş, haykırırcasına çıldırtasıya içimde kimsesiz yanım ve derinlerden bir ses, başımdan aşağı sızan kanları resmeden ana rahminden çıkış anımı resmediyor.
Diyor ki !
Değişemedin ki !
Ustaaa !
Hani gülüşlerine asıldığım hayat
Hani gülüşleri
Hani gülüşlerim.
Zamanın neresindeyim bilmiyorum aksak atan kalp, dermansız sol yanım ve ben beni ararken kayboluyorum. Zaman zaman an an zamanlı zamansız vakitlerden konuyorum...
Güv-er-cin ...Üç iki üç çözmek lazım.
Ve ben,
Güvercinin iç sesi derken uçuyordum beyaz bembeyaz güvercinin kanatlarında ,
ve kanatlarında ben yokum
ve kanatlarda beni taşıyan benim aslında
ve farkına varıyorum çok sonra beyazına ala alasına kara dolanmış güvercinim.
*
Sana yazarım onlar duyar, sana seslenirim onlar ağlar.
Sen beni kuşlara mı emanet ettin anne !