Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Eylül '12

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Veda mektubu

Veda mektubu
 

Bu sana yazdığım son mektup…Sana son seslenişim ama bitanem diye hitap edemeden… Belki hiç okumayacaksın bu satırları ve sessiz sedasız hiç bilinmeden silinip kaybolacak, belki okunabilir bir şeyler yazabileceğimi düşünerek okuyacaksın sonuna kadar ve son vedam olacak sadece iki kişinin şahit olacağı. Ama korkma zannettiğin gibi değil yazdıklarım.
Uzun zamandır senli hatıralarım, gözlerimin önüne geldiğinde fark ettiğim bir çok şey vardı geçmişle ilgili. Ama bir şey vardı ki her ne olursa olsun böyle olmamalıydı. Adam gibi bir veda edememiştim sana. İşte bu o “VEDA MEKTUBU”.
Haykırarak susmak çok zor olacak ama mantıklı olanları söyleyeceğim son sözlerimde, mümkün oldukça.
Bilirsin hayatımda kimseyle vedalaşarak ayrılmamıştım. İlk sen olacaksın veda ettiğim, seninle başlıyorum borçlarımı ödemeye ve en azından son bir kez mutlu etmek istiyorum seni. Tek tek herkese olan bu veda borcumu ödeyeceğim. Hiç kimseyle aram düzelsin diye değil… Sadece insanlara artık kızmanın gereksiz olduğunu anladığım için. Hesaplarımı kapatabilmek için. Belki kimse içinde bir şey ifade etmeyecek ama bu saatten sonra verebileceğim anca bu kadar. Kimseye borçlu iken veda etmek istemiyorum hayata… Bu gün sana son defa sesimi duyurmaya çalışırken; bir kenara bırakıyorum bütün hatalarımı, üzüntülerimi, kırgınlıklarımı. Artık asla telafisi mümkün olmayan şeyleri dile getirmenin hiçbir anlamı yok. Belki geçti kızgınlıkların artık önemsemiyorsun, belki de geçmedi hala… Eğer geçmediyse bir gün sen de bütün kızgınlıkların geçtikten sonra anlayabileceksin beni. Ama dedim ya bu saatten sonra birbirimizi anlasak ya da anlamasak, bağışlasak ya da bağışlamasak hiçbir şey fark etmez. Sadece hatıralar anlamlanır, akla her geldiğinde keyfinin kaçması yerine sadece basit bir tebessüm bırakır yüzünde…
Sana yazdığım bu son mektubu anlamsız `keşke`lerle süslemeyeceğim, çünkü keşkelerin kimseye bir yararı olmadığını artık öğrendim. Sana daha fazla kendimi de anlatmaya çalışmayacağım, çünkü artık ne benim, ne sevgimin, ne de benim seni ya da senin beni anlayabilmenin hiçbir anlamı kalmadı. “Son gemi de ayrıldı atık limandan”. Farkındayım.
Uzun zamandır hayatım, var olan yaralarımı sarmaya ve geçmişi tamamen unutmaya çalışmakla geçiyor. Çoğu zaman büyük hatalar da yaptım bunu başaramadığım için. Birçok şeyi zamanında anlatabilseydim ya da yapabilseydim sana karşı, bugün bu satırları yazmaya çalışıyor olmayacaktım. Özür dilerim senden, kalbimdeki seni sana yansıtamadığım için. Daha çok sana sarılacağım yere, sen ellerimden tutmaya çalıştıkça ittiğim için…
Yaşadıklarımdan sonra bu sevdadan başka hiçbir şeyin beni bu kadar yıkıp yaralayamayacağını biliyor ve en azından bundan güç alıyordum. Ta ki her şeyin anlamsız olduğuna karar verdiğim güne kadar. Ve en zorunu başarmak kalıyor geriye…
Aldırmadım ya da aldırmayacağım dersem yalan olur seninle ilgili duyduklarıma, 7 yıl geçti yan yana nihayetinde… İşte bu yüzden elimden geldiğince kapatmaya çalıştım gözlerimi ve kulaklarımı sana dair her şeye. Hayat bu, gün gelip alışıyor ya insan en zor şeylere bile; buna da alışacağım diye umut ettim hep. Kim bilir, belki alışmayı öğreten zaman gün gelir unutmayı da öğretir bana diye bekledim.
Ama artık farkındayım o gün hiç gelmeyecek, sen hiç gelemeyeceksin, ben hiç unutmayacağım, bu hesap hiç kapanmayacak başka türlü, başka çarem yok. Umut ALTINÇAĞ'ın parçasındaki söylediği gibi;
“Bir dağ yangını içerim”
Aslında bu veda bir doğum günü hediyesi olsun istedim benden sana. Özellikle bekledim bu günü… Evet birçok kez değersiz denebilecek hediyeler verdim sana, bu verdiğim hediyelere kendimce manevi değerleryüklemeye çalışarak. Ama hiç değilse hayat boyu benden gelenler arasında bir kez olumlu hatırlayabileceğin, yüzünde nefret yerine basitte olsa bir tebessüm yaratabilecek bir hediyem olsun istedim… Aslında bunların birçoğunu yüz yüze söylemek isterdim ama en doğrusu böyle olması galiba. Bir daha rastlamayacaksın bana endişelenme, bir daha hayatının hiçbir karesinde olmayacağıma söz veriyorum. Belki bunu da becerememişimdir ama kızma bana.
“DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN PERİ KIZI. UMARIM HİÇ KİMSE SENİ BENİM KADAR ÜZMEZ BİR DAHA VE DİLEDİĞİN GİBİ MUTLU BİR YAŞAMIN OLUR HER DAİM.”
Biliyorum yazımı okuduktan sonra şaşırdın. Beklemiyordun bu cümleleri.Ama inan tüm yazdıklarımda samimiyim.
Ben seni hep iyi hatırlayacağım, umarım sen de beni iyi hatırlarsın. Bunu asla bilemeyeceğim. Ama öyle varsaymak. Kolay olmadı bu karara varmak. Geceler boyu düşündüm uzun uzun, savaştım kendimle. Sonunda karar verdim doğrunun bu olduğuna. Karar verdiğim gün birşeyi daha anladım. O da yaşamımın anlmasız olduğu...

“ELVEDA” 

 
Toplam blog
: 13
: 6011
Kayıt tarihi
: 18.09.12
 
 

Marmara Üniversitesi, Teknik Eğitim Fakültesi, Elektrik Öğretmenliği Bölümünü bitirdi. Halen özel..