Vefa'nın Galip'i Alemdağspor.

Alemdağspor 2014 - 2015 sezonunda İstanbul Süper Amatör Lig'in 3. grubunda mücadele etti ve 22 maçın ardından grubunu birinci sırada tamamladı.

 

Süper Amatör Lig'de bu yıl grup maçlarında mücadele eden takımlar arasında İstanbul'un çok bilinen takımları da vardı.

 

Yüzyılı çoktan devirmiş Vefa ve Beykoz, bir asra sayılı yılları kalan Feriköy, Taksimspor ve henüz sadece bir kaç yıl öncesine kadar 1.ligde oynayan İstanbulspor, Bakırköyspor hepsi bu yıl 'İstanbul Süper Amatör Ligi'nde mücadele ettiler.

 

Şimdi de, 8 grubun birinci ve ikincileri kendi aralarında tek devreli bir mücadeleye girdiler. Kazananlar, Bölgesel Amatör Lig'de top koşturup, oradan da artık 3. Lig ile profesyonel hayata geri dönmenin hayallerine bir parça daha yaklaşmayı hedefleyecekler.

 

Ligler başladığı andan itibaren aklımda Alemdağspor'un karşılıklı oynamasını arzuladığım tek bir takım vardı o da 'Vefa'.

 

Alemdağspor, 1989 yılında kurulmuş, o zamanlar bir köy şimdilerde ise bir mahalle takımı. Ne çok köklü bir geçmişi ne de birikmiş ve anlatılmaya değer onlarca anısı olduğunu söylemek mümkün. Bu son derece doğal bir durum çünkü grubunda karşılaştığı, geçmişte çok büyük zaferlere imza atmış, onlarca yıldır maçlar yapan, anılar biriktiren, futbolcular yetiştirmiş, bir okulun ya da bir şirketin 'şemsiyesi' altına girmiş bir kulüp değilseniz işiniz, tıpkı en az şu anda Alemdağspor'un işinin olduğu kadar zordur.

 

Taraftarlık artık İstanbul'da neredeyse sadece üç büyük kulüp çevresinde dönüyor, bir de belki geldiği şehrin takımını tutan az sayıda futbolsevere rastlamak olası ama onların sayısı da çok sınırlı. 

 

Günümüzde, değişen 'semt' olgusu ve sosyal sınıfların iyice karmaşıklaşan yapısı artık mahalle takımı kavramını neredeyse tamamen sona erdirmiş durumda.

 

Gençler, semt takımlarında başlayıp, göze battıktan sonra da oradan büyük takımlara gitmek yolundan çoktan ayrıldılar. Futbola meraklı olanları, üç büyükler'in neredeyse her top sahasında açtığı 'futbol okulları'na gidiyor ve daha henüz ilk adımda 'aidiyet olarak' semtlerinden kopuyorlar.

 

Süpermarketlerin mahalle bakkallarını bitirmeleri ne ise bu da aynı o şekilde bir durum. 'Büyük' kulüpler, mahalle arasına açtıkları okullarla,  zaten sokak arasına sıkışmış olan 'küçük' kulüpleri sanki kapanmaya zorluyorlar.

 

Vefa'nın Galip'i, İletişim Yayınları'ndan daha henüz geçenlerde çıkmış, Vefalı oyuncu, antrenör ve yönetici Galip Haktanır'ın hayat öyküsü üzerinden biraz da 'resimli kısa Vefa tarihi' tadında bir kitap'çık.

 

Galip'in İznik'te doğuşu, ailecek İzmir'e göç etmeleri, orada babasını kaybetmesinin ardından İstanbul'a dedesinin yanına gelmesi, Darüşşafaka'ya girmesi ve İstanbul'un üç büyüklerinde top koşturduktan sonra da ömrünün sonuna kadar sadık bir üyesi olacağı 'dördüncü büyük 'Vefa'ya katılması.

 

Üniversite'de okurken bir yandan da öğretmenlik yapar Galip Haktanır. Nişantaşı Ortaokulu'nda o yıllarda tıpkı kendisi gibi üniversitede okuyup da öğretmenlik yapan, bugünün artık çok bilinen iki önemli yüzü daha vardır; Rıfat Ilgaz ve Salah Birsel.

 

Eşi ile tanışmaları, üç kızlarının olması, amatör bir futbolcu olduğundan bir şekilde para kazanmak zorunluluğunun getirdiği 'mecburi' işler, A Milli oluşu, B Milli Takımı kaptanlığı, Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe maçları...

 

Son sayfalarda da torunu Alican'a yazdığı samimi mektup.

 

Çok yalın ve son derece de duygusal, duru bir dille anlatılan bir hayat. Tıpkı Galip'in şutları gibi, kitap da hedefini tam on ikiden vuruyor.

 

Sezon başında Vefa ile oynayacağımız maçı umutla bekliyordum. Vefa - Alemdağspor karşılaşması hiç oynanamayabilirdi de çünkü Vefa ya da Alemdağ'ın ikisinden birisinin gruptan çıkamaması bu karşılaşmanın oynanamaması için yeterliydi.

 

Fakat ve iyi ki de öyle olmadı. Vefa 1. Grubu, Alemdağ da 3. Grubu lider olarak tamamlayarak Klasman Grubu'na kaldılar. Şimdi sezonun son maçında yaklaşık bir ay sonra Vefa - Alemdağspor karşılaşması oynanacak.

 

Bence kazanan şimdiden belli bile. Alemdağspor'un tüm engelleri aşarak geldiği nokta ve bu aşamada Vefa ile maç yapması bile bu ölçekte bir kulüp için büyük başarıdır. 

 

Şimdi Alemdağsporlular olarak bu maça en güzel şekilde hazırlanarak kulüp tarihimizde önemli bir yeri olacak ve belki yıllar sonra da bugünleri anlatacak bir kitaba konu olabilecek bu olayı, bir şenliğe çevirmeliyiz.

 

İşte bu yüzden de, Vefa'nın Galip'i ALEMDAĞSPOR'dur.