- Kategori
- Deneme
Vefa üstüne

TDK Türkçe Sözlük' ten çıkardılar seni güzel sözcük, özür dilerim.
Klişe söz olsa da yeridir söylemeli: Adın ve anlamın yok! Sadece semt adısın levhada!
Müştekiysen mahkeme orda," hangi kahpeliklere kurban ettiler beni" diye sor ve ağla!
Sadakat gibi soyut bir kavram vefa...
Vefalı olmak, bir taraftan sadakat gereken zata karşı o his ve tavrımızı korumak, bir diğer taraftan sorumluluğumuzun şuurunda olmak ve onun gereklerini yerine getirmek, bir başka zaviyeden de, onun teveccühü ölçüsünde ona teveccühte bulunmak demektir
Herkesin derecesine göre bir sadakat ve vefa hissi vardır İnsan, bu ulvî hislerinden dolayı değer verdiği şeylere karşı saygı duyar ve onlara gönülden sahip çıkar.
Buraya kadar güzel...Ulvi ve insani değerler...Kimlerde var diye düşündüm bir zaman..Ya da bende ne kadarından var bu yüce anlamlı kavramlardan? Varmış baktım biraz değil,hem de fazlasından bendenizde. Dağıtmışım,vermiş,göstermişim her gülen kancık yüze. Gün gelmiş vefa bulma sırası gelmiş ben sefile....Vefa yok ortada,sadakatten eser...
Her yazıda olmasa da çok sık kullandığım veciz söze iş düştü yine: "Üç şeyin okulu yoktur: Asalet, cesaret ve cömertlik."
Amenna! Yokmuş su götürmez gerçek söz. Sayıp döksek vefasızın kansızlığını bu artık Deneme yazısı olmaktan öte hatıra olur. Hatıralarımdan döktüğüm bir yazı zaten" vefasızlık" adı. Bir belgedir geleceğime ,ben olmasam de geridekilere. Elbet bir gün denk gelecektir muhatabı kişilerin kör gözlerine.
İstanbul'un semt adı,sözlükteki kökü arapça kelime...vefa...
Adı artık ruha eziyet,kalbe cefa kelime... İbrahim Sadri aşk üstüne sevgiliyi muhatap alarak ne güzel söylemiş :
Yüreğime bir gül çizdim kanlı yaş ile
Yaktın beni küle döndüm dumana döndüm
Nasıl edem nere gidem dertli baş ile
bilemedim teli kırık kemana döndüm
....
zaman ola devran döne sen de çekesin
yitiresin umudunu heder olasın
aşka düşe kahrolasın candan bıkasın
ömrün boyu bir kez olsun gülmeyesin
sen ki beni rezil ettin yedi cihanda
yalan oldum talan oldum senin sayende
sende vefasız çıktın, sende hayırsız çıktın
sen de vicdansız çıktın adın batsın
beni özleyince bir nehir yatağını bulsun
kor düşsün dağlarına, ceylanlar suya insin
sesime bakıpta ağlıyorum sanma
seni özleyince böyle olsun birazda
ayrılıversin yaprak dalından
insan sevdiğinden ayrılıversin
kan damarımdan can pazarından
adam baharından ayrılıversin
dağda dört mevsim erimeyen karlar yağa
yokluğumla öyle erinesin
sende vefasız çıktın, sende hayırsız çıktın
sen de insafsız çıktın adın batsın
....
Şiir anlattıyor yeterince; fazla söze gerek var mı sizce?
Mısralardan "sevgili" yi çıkarıp hain veya vefa koyun yerine, kafi gelecektir anlamını sezmeye.
Sabah varsa ,akşam da olacaktır; gece varsa gündüz... Dağların zirvesine kadar taşırsak yükü veya kendi bedenimizi, inişi vardır çıktığımız yol kadar geri...
Sadakati olmayanın vefası olmaz. Vefasızın da hayrı kendi rezil ruhuna gayrı... Bizden uzakta zaten her sefil; sefil ruhunun irininde olacak elbet bir gün rezil....