- Kategori
- Güncel
Vefa
Allah (c.c), ruhları yarattığında Bezm-i Elest’te: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” demiş ve yarattığı ruhlardan da, “Evet, Sen bizim Rabbimizsin” cevabını alarak, Büyük ahitleşmeyi gerçekleştirmiştir.
Bunu Kur’an-ı Kerim’den biliyoruz: “Bir de Rabbin, Âdemoğullarından, bellerindeki zürriyetlerini alıp da onları kendi nefislerine şahit tutarak: ‘Ben sizin Rabbiniz değil miyim?’ dediği vakit, ‘Pekâlâ Rabbimizsin, şahidiz.’ dediler. (Bunu) kıyamet günü ‘Bizim bundan haberimiz yoktu.’ demeyesiniz diye (yapmıştık).”[1]
Allah dünyaya bizi, beden elbisesini giydirip gönderirken de bu ahdi hatırlayıp gereğini yapmak üzere göndermiştir. İnsanların en büyük vefasızlığı ise Allah’a olan verdiği ahdi unutmaları, hatırlatıldığında ise kulluk yapmamak için inkar etmeleridir. Rabbimiz, gönderdiği peygamberler ve kutsal kitaplar vasıtasıyla sürekli Kendini bize hatırlatarak, bizi kulluğa davet etmektedir. Bizi yaratan, yaşamamız için tüm koşulları sağlayan, sayısız rızıkları önümüze seren Allah’tır. Her an O’nu hamd ile tesbih etmeliyiz.
Allah’a karşı nankör olanın, tabii ki insanlara vefalı olması beklenemez. Vefa, insanı değerli kılan bir meziyettir. Bu meziyet müminlerde bulunur. Rabbimiz şöyle der: “Müminlerden o erler ki Allah’a verdikleri ahde sadakat gösterdiler. Kimi adağını ödedi (canını verdi), kimi de beklemektedir. Onlar ahitlerini hiç değiştirmediler.”[2]
Vefasız insan ise; yapılan iyiliği unutan, verdiği sözlerin ardında durmayan; nankör, güvenilmez, çıkarcı, münafık bir kişidir. Şirk en büyük günahtır. Ahdi bozanlar ancak şirke girmişlerdir. Allah bu konuda şöyle der: “Her halde sana beyat edenler ancak Allah’a beyat etmektedirler. Allah’ın eli onların ellerinin üzerindedir. Kim ahdi bozarsa ancak kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de Allah’a verdiği ahde vefa gösterirse Allah ona büyük mükâfat verecektir.”[3] Biz de dostlarımızdan, yakınlarımızdan, akrabalarımızdan ve evlatlarımızdan vefa bekleriz. Göremediğimizde de büyük hayal kırıklığı ve üzüntü yaşarız.
Hz. Mevlana: “Vefa nedir, bilir misin? Vefa arkanda bıraktığını, giderken yaktığını yabana atmamandır. Vefa; dostluğun asaletine, bir dua sonrası verilen sözlere, hayallere ihanet katmamandır. Vefa; ötelerin sonsuz mükâfatı karşısında, cehennemi hafife almaman, ulvi güzellikleri dünyaya satmamandır.” diyerek “vefayı” bu sözleriyle tanımlar. Mevlana Hazretleri, köpeğin vefasını bize örnek gösterir: “Köpeğe bir kapıdan, bir lokma ekmek verilse o kapıya bağlanır, hizmetkâr olur. Kapıya bekçi kesilir. Ona eziyet edilse, yiyeceği layıkıyla verilmese bile o kapıyı bırakmaz.”[4] Yüce Allah: “Onlar emanetlerini ve ahitlerini gözetirler.” “İşte bunlar cennetlerde ağırlanırlar.”[5] diyerek vefalı olanların mükâfatlarını müjdelemektedir.
Rabbimiz; bilerek veya bilmeyerek Kendi’sine karşı işlediğimiz tüm vefasızlıklarımızı affetsin. Başta Kendi’sine, sonra da insanlara karşı vefalı olmamızı nasip etsin inşallah, âmin.
1-Araf Suresi 172. Ayet 2-Ahzap Suresi 23. Ayet 3-Fetih Suresi 10. Ayet 4-Mesnevi-3.Cilt-(S/287, 288) 5-Mearic Suresi 32. 35. Ayetler