Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Eylül '07

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Ver ordan sosyal bir içerik, damardan olsun

Ver ordan sosyal bir içerik, damardan olsun
 

Heyt be, kim tutar sizi.
Yürüyün bakalım, takıldık peşinize gidiyoruz.
Toplu bir sosyal orgazm yaşamanın derdiyle.
Damardan tahriklere kapılıyoruz, ardınız sıra!
Artık devir, sosyal içerik taşıma devri. 

Dizi mi yapıyorsunuz?
Buram buram sosyal nitelikli konularla; zenginliği seyircinin dimağına vermeniz gerekir. 

Kuşak programlarına mı niyetlendiniz?
Artık boş laflar, kavga, dövüş, hırlama, zıplama sıçrama olmadan; toplumsal yaralara parmak basma moda. 

Yetenekleri, marifetleri ortaya seren bir çalışma yapma telaşında mısınız?
Alın hayal gücünüzü elinize; gösterin tüm yararlı, işe yarar, nakde dönüştürebileceğiniz faideli fikirciklerinizi. 

En didaktitör benim.
En yararlı benim dizim.
En yararlı benim programım,
Hırlaşmasının;
En çok ben izlenip, ben reklam alıp, ben küpümü dolduracağım düşüncesiyle zerre kadar ilgisi yoktur. 


Amaç; amme hizmeti ve toplumsal rahatlama sağlama, bir sigara içimi kıvamında!
Çakar çakmaz, çakan çakmaz hesabına! 

Neden, bu şekilde bir misyon yüklenir tv çerezleri anlamam?!
Yap, izlet, unut-tur- ürünlerinin, -nasıl bir entelektüel yapıya hitap ettiğini, anlamadığımızdan olsa gerek!- omuzlarında yekünü bol payeler taşıması hangi akla hizmettir? 

Her şey bir illüzyon mu, yoksa?
Hokkabaz kim? 

Sosyal yapılarda kişilik özelliklerini ve toplumsal kabulleri oluşturmada kitle iletişim araçlarının önlemli bir etkisi var.
Gün geçtikçe bu etkinin nasıl kontrolsüz bir şekilde ilerlediğini görüyorüz.
Hayal perdesinin, önüne yansıyan görüntülerle, algılananlar aynı değil.
Üstü örtülü verilmek istenenlerle, göz boyama paletinin renkleri birbirine karışmış. 

“Ehü ehü, dedim ki şinçik, o da dedi ki, yapma, dedim, olmaz dedi, ben dedim, o dedi…”
“Namuslu oleceksiniz ulan, ahlak adına üç kere, sağol, sağol, sağol…”
“Artan pedlerini atmayın, kanatlarını ayrı bir yerde kullanırsınız, yapışkanlı bölümlerini ayrı. Olmadı dayak yedikten sonra, basın gözünüze, acayip morluk alır…”
“Kainatın efendisiyim, her şey benden sorulur; sormayanı öperim, üstelik ipe ipe geleceksiniz…”
"Seni gönderdim, onu da göndereceğim. Bir botoks da sana, olmadı kalıcı makyaj da yaptıralım, baştan yaratalım, yeni bir kadın ol. Okuman mı yok, boşverrr..."

Seviye, nitelik, nicelik, düzey, farklılık, farkındalık, hedef, denetim.
İçerik, gelişim, koşul, moşul, birikim, mirikim.
Yapan kim, eden kim, sorumlu kim?
Yok oldu artık dilimizde, lam la cim.
Ekran önü sihrine kapıldık gidiyoruz.

Bir laf öğretenin, kırk yıl kölesi oluyoruz! 

 
Toplam blog
: 432
: 6177
Kayıt tarihi
: 08.10.06
 
 

Med cezir içinde kafasına estiği gibi yaşayan bir havva kızı birazcık kağıt kalem aşinalığı olmas..