Vicdani ret oyunu...

Anlaşılan o ki birileri için bir şeyler yapma süresi giderek kısalıyor. O birileri telaş içersinde kendi deyimleri olan “simdire sindire” ilkesinden vaz geçmişcesine hızla birçok şeyleri değiştiriyor.

Şimdide karşımıza “vicdani ret” konusu çıktı. Bunun ne olduğunu detayları ile burada anlatacak değilim. Ancak bir cümle ile özetlersek “ben öldürmek istemiyorum” anlamı taşır.

Yarın vatanı müdafaa mecburiyeti olursa bu düşüncedekiler asker olmayacak, vatan savunmasına katılmayacaklar. Onların adına başkaları savaşacak. Ne güzel değil mi?

Türk inanışında vatan namustur. Ordu peygamber ocağıdır.

Bu ocağa katımayan, kendi namusunu savunmayanların namuslarını başkaları savunacak. Niçin?

Şimdi bir düşünce jimlastiği yapalım ve böyle bir uygulama çıkarsa kimlerin vicdanı vatan savunmasını reddedecek bir bulalım.

PKK yandaşları sanırım ilk redcilerden olacaktır.

Bazı siyasilerin çocukları öyle hasta olup çürüğe falan çıkmaya çalışmayacak bu yasal işlemden en önce yararlanacaktır.

“Vatanı seveceğinize karınızı sevin”, “iki kadın memesine vatanı satarım”, “Türkiye Türklere bırakılmayacak kadar önemlidir” diyenler ve onlar gibi düşünenlerde derhal retciler kervanına katılacaklardır.

“Benim için en önemli değer dindir, dinime dokunmasın da beni kim yönetirse yönetsin” düşüncesindekilerin de bu kervana hemen katılmaları beklenir.

Ülkenin değerlerini yabancılarla ortak olup emenlerinde bu duruma uzak kalmaması beklenemez.

Ülkemizin adı Türkiye Cumhuriyeti olduğu için göğsünü gere gere “Türküm” diyemiyenlerin de bu ülke için savaşması beklenemez. Dolayısı ile onlarda hiç vakit kaybetmeden retçilere katılacaklardır.

Peki sevgili okur bu durumda 74 milyonun namusunu kim koruyacak dersin?

İzmir 2011