Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Nisan '17

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Vietnam 2

Vietnam 2
 

Halong Bay


16.11.2014

Hanoi de görülmesi gerekenleri gezip gördükten sonra oldukça memnun bir şekilde  ertesi sabah sabah sekizde aracımıza binerek buradan ayrılıp 180 km lik 3 saat sürecek Halong Bay yolculuğuna başlıyoruz.

Pirinç tarlalarının ortasından, Vietnam halkının yaşam tarzlarını ortaya koyan gerçekten enteresan görüntülerle yolumuza devam ediyoruz.

Dünya pirinç ihtiyacının %35 ini karşılayan bir ülke olarak her yer pirinç tarlası öyle ki pirinç tarlalarının içinde balık bile avlıyorlar

Bu görüntüleri durarak fotoğraflamak amacıyla bir yerde durduğumuzda hem güzel fotoğraflar çektik hem de çok güldük…

Pirinç tarlalarında balık da avlayanlara rastlayınca hemen oraya koşup hemen birkaç kare fotoğraf yakaladım, seyahat arkadaşlarımızdan birisi de benim fotoğraf çektiğimi görünce o da geldi ve fotoğraf çekmeye başladı. Fotoğraf çekimim bitince “ balıkçıyı iyi yakaladık” dediğimde, arkadaş “ balıkçı mı nerede “ deyince ben koptum, gülmekten yere oturdum. Gülmem geçince “Ne oldu diye sorunca, “benimle beraber neyin fotoğrafını çektin sen” dediğimde “ bilmem sen çekiyorsun diye çektim” deyince daha da güldüm ve “ balıkçının fotoğrafını çekiyoruz zaten” deyince, o da güldü ve güzel bir anı olarak hafızalarda kaldı.

Yolculuğumuz sırasında kadınlar tarafından gerçekleştirilen tavuk kesme ve temizleme işlemine de tanık olduk. Sanırım fotoğraftaki görüntü her şeyi anlatıyor. Tabi bu seremoniye tanık olduktan sonra tavukları yer misiniz bilmem ?…

3 saatlik yolculuk 10 dakika gibi geldi. Zira yol boyu görüntü çok ama çok büyüleyici idi.

Kahve molası verdiğimiz bir el sanatlarının yer aldığı işletmede engelli kızlar ve erkekler tarafından bir kumaş üzerine Vietnam manzaraları renkli ipliklerle nakış olarak işleniyordu. Bir tanesini aldım, bu el işi pano eşim Ece Tokuş tarafından özenle çerçevelettirildi ve şu an salonumu süslüyor..

Ve nihayet Halong Bay’a limanına varıyoruz. Liman oldukça hareketli. İçerindeki bir kaç mağazadan Vietnam’a özgü hediyelik eşya ve oldukça pahalı luwak kedisi(misk kedisi) dışkısından elde edilmiş kahve tanelerini satın alabilirsiniz. Bavullarımızı da taşıdığımızdan alışverişe girişmeden doğruca geceyi de geçireceğimiz ana tekneye binmek üzere ufak bir teknemize biniyor ve limandan ayrılıyoruz.

Ve içinde odalarımızın bulunduğu ana tekneye geçip yerleşirken, teknemiz de gece konaklayacağımız yere doğru yol almaya başlamıştı bile. Ben hemen güverteye çıkıp bir dakikamı bile ziyan etmeden hem çevremdeki inanılmaz güzellikleri izledim hem de fotoğrafladım. Bizimle aynı anda hareket eden diğer gemilerin adacıklar arasında yol almasını izlemek bile gözlerinize bayram ettiriyor. Adalara doğru teknemiz denizi yararak yol alırken karşılaşılan görüntü hafif sis olsa da muhteşem. Çok ama çok keyifli bir seyir oldu..

Halong Bay’da 3030 adacık  ve bu adalarda toplam 200 mağara varmış. Bir çok ada halen ziyarete açık değil ve kuvvetle muhtemel keşfedilmemiş bir çok mağara da var. Bu adaların bir kısmının tepesinde bir kısmının da içinde tapınaklar yer alıyor.

Adacıklar arasından geçerken zaman zaman deniz üstünde konuşlandırılmış yüzer yerleşim yerlerine rastlıyoruz. Yüzer bir yerleşim yerinde yaşam gerçekten ilginç olmalı…Vietnamda yüzer yerleşim yeri oldukça fazla, yazımın diğer bölümlerinde bu konuda ayrıntılı bilgiler aktaracağım..

Diğer teknelerle beraber geceyi geçireceğimiz yere varıp demir atmamızla yolculuğumuzun birinci aşaması sona eriyor. Kısa bir süre sonra da, en büyük mağara olan Hang Sut Sot’a gitmek üzere bizi almaya küçük bir tekne geliyor.  Heyecan dorukta. Küçük teknenin kaptanı ise benim. Can yeleği takmak şart, yoksa cezası bir hayli yüksek ve sıkı bir şekilde uygulanıyor.

Mağaranın bulunduğu adaya küçük teknemizle yol alırken de çevredeki görüntü yine muhteşem…Gezi teknelerinin arasında yiyecek, içecek, hediyelik eşya satmaya çalışan genellikle kadınların ayakta kürek çekerek kullandığı birkaç kayığın rengârenk görüntülerinden etkilenmemek mümkün değil.

Hang Sut Sot’ mağarasına gitmek üzere tekneden indiğimizde Halong Bay’ı tanıtan bir çok levha üzerine yapıştırılmış muhteşem manzaraların yer aldığı fotoğrafları izledikten sonra bira yüksekte olan mağaraya gitmek üzere oldukça fazla basamağa sahip dik merdivenleri tırmanıyoruz.

Mağaradan içeri girdiğimizde çok iyi ışıklandırılmış manzara tek kelimeyle muhteşem. Kah kırmızı kah mavi kah sarı ışığın aydınlattığı mağaranın büyüklüğü ve  derinliğinden etkilenmemek mümkün değil. Bu kadarını beklemediğimi ifade etmek isterim..

Yüz yıllar boyunca oluşmuş sarkıt ve dikitlerin yer aldığı oldukça büyük olan bu mağara yürüyüşü bitiyor ve çıkışta bizi başka bir  görsel bir şenlik bekliyordu.

Mağara gezimiz sonrasında kano gezisi yapacağımız yer gittik. Kanoya bindikten sonra herkesin tercihi  bir mağaranın içinden geçilip maymunların yaşadığı göl görüntüsüne dönüşmüş bölgeye gittiğinden benim tercihim de bu şekilde oldu.

Kano gezisi bittiğinde tekneye dönüş güneşin batış zamanına denk gelince görsel atmosfer insanın içini kıpır kıpır kaynatmaya başlamıştı..gggg

Gemide isterseniz size verilen olta ile balık da avlayabiliyorsunuz.

Güzel bir akşam yemeği sonrasında ikram edilen şarabımla güverteye çıkıyorum. Hafif rüzgâr esiyor ve gerçekten güzel bir ortam Şarabımı gemilerin suya vuran ışıklarının parıltısına karışmış ay ışığı altında yudumluyorum. Başka teknelerinde varlığına rağmen çıt çıkmayan ortamda güvertede, yıldızların ve diğer teknelerin denize yansıyan ışıltılarına bakarken cennet bu işte diyordum.

Cennete uyudum……

16 Kasım 2015

Halong bay bir gece kaldık. .

 Sabah geminin güvertesinde gerçekleştirilen spor sonrasında zengin kahvaltımızda kısa bir ders sonrasında Spirng roll yapmayı öğrendik ve yaptık. Nasıl mı,  pirinçten yapılan yufkaya benzeyen ve race paper adı malzemeyi hafif ıslattık içine yöresel sebzelerden oluşan bitkileri koyup yaprak sarması gibi sarıp sosa banıp yedik.

Dönüş yolculuğunda önce başka bir adada durup sahile çıktık. Zira bu adanın tepe noktasına yürüyerek ve oldukça da yorularak vardığınızda bir başka görsel şölenle karşılaşıyorsunuz.

Limana yaklaşmadan uğranılan son nokta bir taraftan balık diğer taraftan tavuk olan kaya. Tekneler bu kayanın önünde mutlaka durup fotoğraf çekilmesini sağlıyorlar. Gerçekten de görüntü öyle…

Halong bay limanına vardığımızda saat 14.30 du. Bizi bekleyen otobüsümüze binip Hanoi’ye doğru yola çıktık. Yol boyunca motosikletle köpek, mobilya, bisiklet, inek v.s. Taşıyan Vietnamlıların fotoğraflarını çekme olanağımız oldu.

 

 
Toplam blog
: 25
: 400
Kayıt tarihi
: 20.01.12
 
 

1958 doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimimi babamın subay olması nedeniyle İzmir, Ayancık, Anka..