Viyola çalmayı bırakıyorum polis olacağım

Ben artık viyola çalmayacağım abi ya. Polislik sınavının mülakatını kazandım gidip polis olacağım. Bu sözü duymak güzel değil mi?. Viyola çalan naif, kibar bir polis. Keşke tüm polislerimiz bir enstrüman çalabilse. Her biri en az bir klasik parça çalabilse yada dinlemiş olsa. Sizce de değişmez miydi, insanlara bakış açısı.

Polis olacağım diyen kızcağazın adını sordum Zeynep dedi.. Manisa Salihli’den annesi ile birlikte Trabzon Eğitim Fakültesi Müzik bölümü sınavına girmek için 22 saat otobüs yolculuğu ile Trabzon’a gelmişlerdi. Bu bölümler genel yetenek sınavı ile öğrenci alıyorlar.

Ucuz olsun diye öğrenci yurdunda kalıyorlardı. Üstelikte çok pismiş. Zeyneb’in annesi’’perişan olduk buralarda. 1 milyara yakın para harcadım. Üstelik kazanamadı da. Başka da sınava sokmayacağım. 3 yıldır uğraşıyorum sonuç ortada’’ dedi. . Her öğrencinin sınava girmesi için kayıt parası yatırması gerekiyor. Şansını denemek için en az 3 yerde sınava giriyor. Kayıt bedeli üniversiteye göre değişiyor. Oyle az bir para da değiller. 200 YTl cvarında paralar. Uzak bir yerden geliyorlarsa masraf kat be kat artıyor. Bu aileler ortalama gelir seviyesinde olan aileler. Biri öğretmen bir baba ile emekli bir annenin çocuğu. Yazık değil mi paralara ve giden emeklere?

Pazartesi ve Salı sınavın birinci aşaması yapıldı. Çarşamba günü ise 2.ci aşaması yapıldı. Benim de yeğenim sınava girdiği için sonuçları öğrenmek için Çarşamba gecesi saat 22.00 da KTÜ Eğitim Fakültesinde, sınav kağıtlarının asıldığı camın önündeydik. 1. aşama yapılmış girenlerin 3 te 2 si elenmişti. 2. aşama yapıldı. Bu aşamayı geçen okula girecekti. Hızlıca listeyi taradım ‘’ aaa bakın Caner kazanmış ‘’ dedim. Meğerse benim baktığı liste ilk 50 den sonra kazanamayanların listesiymiş. Kazanamayanların listesi kazananların bir altına mı asılır? Benim gibi bilmeyenler heyecanlandırılır mı? Salih’liden gelen Zeynep’te bu 2. listedeydi. Onun için kızıp duruyordu .’’ben bir daha sınava girmeyeceğim. Polislik sınavının mülakatını kazandım polis olacağım’’ diye. Zeyneb’in bu 3 yılı, Caner’in 2. . Zeynep ve Caner, Anadolu lisesi Güzel Sanatlar Müzik Bölümü mezunları. Zeynep Viola , Caner çok iyi gitar çalıyorlar. Güzel Sanatlar Lisesi mezunu oldukları için ÖSS puanları normal lise mezunlarına göre daha düşük. Çünkü müzik ağırlıklı yetişiyorlar. Düz lise yada Anadolu Lisesinden gelen öğrenci okulda matematik ve fen derslerini daha iyi gördükleri için ÖSS sınavında Güzel sanatlar Lisesi öğrencilerine göre daha avantajlılar. Sınavda Müzik bölümü öğrencilerin katsayısı biraz daha yüksek ama sembolik.

İşte burada eğitim sistemimizin çarpıklığı ortaya çıkıyor. Bu çocuklar 8. sınıfı bitirdiklerinde yetenek sınavi ile Anadolu Güzel sanatlar Lisesinin Müzik yada Resim bölümüne girebiliyorlar. Ortalama bir okul 25 civarında öğrenci alıyor. Her biri çok iyi müzik bilgisi ile mezun oluyorlar. Türkiye’de yeteneği ortaya çıkarılan kaç genç var?

Bu çocuklar daha sonra diğer lisede okuyan öğrencilerle aynı kefeye koyuluyor. Düz lisede veya Anadolu lisesinde okuyan bir çocuk ÖSS sınavında istediği puanı alamıyor. Örneğin 220-240 arasında bir puan alıyor. İstediği bölüme giremeyeceğini anlayınca, birazda müziğe ilgisi varsa Eğitim Fakültelerinin müzik bölümüne girmek istiyor. Türkiye’de birazda torpilin varsa orta sıralarda bir yerde çok rahat bu sınavı kazandığını görüyorsunuz. Düz lise çıkışlı çocukların ÖSS puanı iyi olduğu için genel yetenekte, üzel sanatlar Lisesi öğrencilerinden kötü bile olsalar ortalamaya ÖSS puanı katıldığı için daha avantajlı oluyorlar ve sınavı kazanıyorlar.

Zeynep ve Caner gibi pırıl pırıl bir enstrüman çalan, 4 yıl boyunca müzik bilgisi alan çocuklar ortada kalıyorlar

Caner 2 yerde daha sınava girecek. Zeynep ise polis olacak. Eli Viyola tutacak bir geç kızın, eli silah tutacak. Şimdiden onun adına üzülüyorum. Bu ülke çok genç nufusa sahip. Yetenekli çocuklar sınav sistemi sayesinde heba olup gidiyor. Hiç değilse Anadolu Güzel sanatlar Lisesinden mezun olan çocuklara kontenjanda öncelik tanınmalı. Çoğu boşta kalıyor. Bir an önce bu konuda bir şeyler yapılmalı, bu çocukların toplumda kaybolup gidilmesine izin verilmemeli.

Atatürk çok güzel söylememiş mi? ‘’Sanatsız Kalan Bir Milletin Hayat Damarlarından Biri Kopmuş Demektir.’’