Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '09

 
Kategori
Sinema
 

Vizyondaki bir film Pandora'nın Kutusu ve Anadolu Yakası

Vizyondaki bir film Pandora'nın Kutusu   ve Anadolu Yakası
 

Deniz Feneri eu


Arkadaşım telefon açmış soruyor:
"Neden Pandora'nın Kutusu filmi bu yakada tek sinemada oynatılıyor" diyor.
Ben nereden bileceğim diyorum tabii içimden. Bu yaka dediği İstanbul'un Anadolu yakası.
Filmin izlenmesini önerdiğim için* arkadaşım da derdini bana döküyor.
"Nasıl Döneceğim? Saat nerede ise gece 11.00 de başlıyacakmış " diyor.

Arkadaşım öyle gece yarıları seanslarını izleyebilecek kadar gözü kara biri değildir.Üstelik benim gibi sade bir vatandaş olduğundan eve dönüşünde de toplu taşıma araçlarını kullanmak zorundadır. İstanbul Belediyesinin otobüs işletmesinin otobüsleri saat 9.30 da bitiyor onun semtine. Minibüs var ama o da Capitol sineması çıkışı Kadıköy'e inmesini gerektiriyor. Minibüs bazen saat 12.30 oldu mu, keyfi olarak o da kalkmıyor şunu bunu bahane ederek.

Neden bunları anlatıyorum?

Çünkü seansları 13:10 16:00 17:40 22:40

Tuhaflığı siz de görüyor musunuz? Çalışan insanların gidip de bu filmi izleyeceği 19.00 veya 20.00 civarındaki seanslar yok edilmiş bu film için. Muhtemelen yabancı bir film oynatılıyordur o seansta. Neden yerli filmi o saatte en popüler saatte vizyona almazlar? Kabaca kent nüfusunun yarısının Anadolu yakasında oturduğunu varsayarak sadece 10 milyonluk bölümde tek bir sinema ve seçenekleri de yok edilmiş olarak sunuluyorsa bu ne demektir?

20.00 civarındaki seansa gitse bile eve zorlukla dönebilecek, arabası olmayan kişiler de yaşıyor bu kentte ve belki de çoğunluk böyle.

Aradım taradım bi adres bulup oraya mail attım neden Anadolu yakasında tek sinemada vizyona sokuldu bu film, Pandora'nın Kutusu diye sordum. Bakalım yanıt gelecek mi? Bir de Sonbahar fimi için sordum.

Üstelik arkadaşıma anlatamadım. SONBAHAR filmine çizilen yazgının da aynı olduğunu ve vizyonda olduğu ikinci hafta Kadıköy merkezinde bile olmayan kıyıda köşede bir sinemada vizyona sokulduğu için gitmekten caydığımızı anlatamadım.

Biraz önce Semra ablanın ( Semra Aktuç'un) "Öyküler Unutmaz" adlı kitabında okuduğum bir öykü takıldı usuma. Tam da telefon konuşmasından sonra yatışmak için elime aldığım kitapdaki ilk öykü Hamiyet Yüceses'in İstanbul radyosunda yaptığı bir program sırasında oluşan komik bir olayı anlatıyor. Yıl 1950 öncesi ( tarihe dikkat) ve Kadıköy yakasında oturan yenge için öyküyü anlatan sese kulak verelim:

"Yengem her fırsatta geçermiş karşıya, gecelerce kalırmış Fatih'te, zira öyle cıvıl cıvılmış ki semt,Suadiye'nin sessiz içine kapanık hali dayanılmaz olduğunda kurtulmanın tek yolu karşı kıyı." *

Anlatıcının karşı kıyı dediği yer ise Fatih semti. Fatih'in Karagümrük'e doğru olan yerlerinde ise sokak serserileri ile kültürlü insanların aynı masada oturup edebi ile sabaha kadar sohbet ettikleri koltuk meyhaneleri bile olduğunu öğreniyoruz bu anlatı öyküden.

Gelelim günümüze.

Yıl 2009 ve zavallı İstanbul'umun daha zavallı Anadolu yakası ise daha saat gece 10.00 olmadan Dostoyeski'nin Ölüler Evinden Anıları'nı anımsatan hüzünlü ve ıssız bir çehreye bürünüveriyor.

Aman içkiden filan bahsetmiyorum. En ucuzundan oturma yerleri olan simitçiler bile saat 11.00 oldu mu toplanmaya kepenkleri indirmeye aleste bekliyor. Nedir bu?

20.00 Milyonluk nüfusu ile Avrupa'nın sayılı kentlerinden biri.

Bir de 2010 Avrupa başkentiymiş. Güldürmeyin. Otobüslerin saat 9.30 da son seferini yaptığı bir başkent olur mu? Sinemacılar mı film dağıtanlar mı artık kimlerse, günlerden beri konuşulan filmi Anadolu yakasında tek bir sinemada vizyona soktuğu bir kentte kültür ne arasın?

Sinema işleten de film dağıtan da belediyenin ver(me)diği hizmetler de insanlara "git yasal olmayan yollardan kaçak bozuk cd ler al filmi oradan izle!" zorlamasını yapmıyor mu?

Ondan sonra sinemacılar da ağlamasın. İnsanlar istedikleri halde sinemayı gidemiyorlar, izleyemiyorlar.

Herkes sorunu saptayıp üzerinde durarak uğraşarak düzeltmeye çalışmalı diye düşünüyorum.

Oysa her yer ağıl sanki. Kuzuların sessizliği ile bakıyorum.




Pandora'nın Kutusu filmi ile ilgi blog linki:

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=157515


* Semra Aktunç "Öyküler Unutmaz" İş bankası Kültür Yayınları 2004






 
Toplam blog
: 566
: 1338
Kayıt tarihi
: 11.07.06
 
 

Edebiyatla ilgileniyorum. Ayrıca amatörce belgesel film çalışmaları yapıyorum ve kültürel etkinlikle..