- Kategori
- Sinema
Wind River
"Kardaki İzler" olarak türkçeye çevrilen "Wind River", soğuğu iliklerinize kadar hissedeceğiniz başarılı bir polisiye gerilim filmi.
Yerel bir avcı olan Cory, aldığı bir iş üzerine Wind River adındaki kızılderili bölgesine gider ve araştırma yaparken bir ceset bulur. Soruşturma için bölgeye gelen FBI ajanı Jane ile birlikte, şüpheli ölümün sırrını çözmeye çalışacaklardır.
Senaryo klasik bir polisiye-gerilim şeklinde ilerliyor. Öyle şaşırtıcı bir sona da sahip değil fakat filmin akıcı bir şekilde ilerlemesi, anlatım dilinin seyirciye geçmesi ve görsel yapı-görüntü yönetiminin gayet başarılı olması filmin en büyük artısını oluşturuyor.
Filmin hoşuma giden diğer bir özelliği de, karakterlerin hikayelerinin ne içinin boş olması ne de çok fazla derinliğe sahip olup, o derinlikte kaybolması. Bu da izleyen açısından, hem senaryodan kopmasını engelliyor hem de karakterle daha kolay empati sağlamış oluyor.
Giriş cümlesinde de yazdığım gibi soğuk ve kar filmin her noktasında adeta başrol oyuncusu gibi etkin bir rol oynuyor. Bölgenin yapısı ve gelmeyen sıcağı ile birlikte orada yaşayanların sıkıntıları da erimeyen kar misali hiç bitmiyor ve diyaloglarla da pekiştiriliyor. Tabi burada politik bir söylem de sözkonusu. Yönetmen Sheridan, bölgenin zorluğunu ve oraya atılmış kızılderili halkı üzerinden ötekileştirme eleştirisinde bulunuyor. Hatta kapanışta belirttiği gibi kadının bireyselliğini, varlığını görmezden gelen sisteme de açıkça serzenişte bulunuyor.
Filmin eksik yönü bu söylemlerinde net olamaması ve Natalie nin ailesi üzerinden kurmaya çalıştığı sahnelerin eklenti gibi durması. Özellikle katarsise ulaştıktan sonra yer alan sahneler izleyende farklı bir beklentiye yol açarken, başarısızlıkla sonuçlanıyor.
Cory rolünde Jeremy Renner sert mizacı ve geçmişinin yarası ile rolünü hakkıyla teslim ediyor. FBI ajanı rolünde Elizabeth Olsen çok ön plana çıkmazken Renner ile uyumlu bir ikili oluşturuyor.
Yönetmen Taylor Sheridan' ının ilk filmi. İlk filmi olmasına rağmen oldukça iyi bir yönetim sergileyen yönetmen, en az senaristliği kadar başarılı bir iş çıkartıyor. Nedense filmi izlerken Sicario filminden hep kareler aklıma geldi. Film bittikten sonra araştırdığımda senaristi olduğunu gördüm.