- Kategori
- Gündelik Yaşam
Yağdı yağmur, çaktı şimşek

dikeninden değil,
renginden,
kokusundan,
ya da formunu sevmediğinden
hiç değil.
ucuz diye ekmezdi
bahçesine gülleri
"fukara çiçeği" derdi onlara
ne ekerdi derseniz
saksıda bir orkide,
kırılgan bir asya çiçeği.
Köşede bir yerde süs zeytini
hadım edilmiş bir tabiat şaheseri
ve daha adını bilmediğim
artistik budamalı başka ağacımsılar,
aslan yelesi gibi, değişik çiçeğimsiler...
padişahın haremi gibiydi,
güzel çoktu bahçede ama
aşk yoktu...
***
üzmek istemedim ben hiç
ne pirinç pilavını
ne de tarhanaya dilimlenmiş
ekmek lokmalarını
arkamdan ağlamasınlar diye
yuttum hep onları
üzmek istemedim ama
yutmak da istemedim hiç
ve patlayan bir volkan gibi
püskürttüm lokmalarımı
en güzel yerine evin
ve en yeni eteğine annemin
ekşi bir koku burnumda şimdi
ve tülde asılı kalan tek bir pirinç tanesi.
üzmek istemedim ben
ne nur yüzlü annemi
ne de sırtında yüzlerce kilo yük taşıyan
delikanlı yüzlü babamı
deli sanmasınlar diye beni
yuttum tüm laflarımı
K.
not; önceki denememden sonra bana cesaret veren Esra Pınar, yekruseha, Celal ÇELİK (C.Ç.), beenmaya, Başak ALTIN ve Ümit Culduz'a teşekkürlerimle.