Yağmur

Sana yağmuru getirdim,
İsli tepelerin ardından,
Seni alıp getirdim.
Oysa sen sonsuz sözcükleri
birer birer
yırtıp atıyorsun,
Duymuyor musun beni?
Kalk, gidiyoruz!

Sana yağmuru getirdim,
Güneş küsse de bize;
yağacak,
söz verdi!

Hani kasabanın taş sokaklarında,
tüm kızıllığıyla saçlarının
bağırıp durduğun günü
hatırlıyor musun?
Yağmur, senin şarkını söylüyordu,
Çınarlar, seni seviyordu o gün.
Sana yağmuru getirdim,
Küs olduğun çocuklarla barışman için,
Kaldırıp başını bak gökyüzüne,
O günkü gibi kızıl yine saçların.

Sana yağmuru getirdim,
Islak toprağın kokusunu,
sevdiğin papatyaların,
bir tanesini,
Yalnızca bir.
Dinle;Şu karşıki evde,
Ahşap bir düş var kilitli,
Anahtarı sende,
Hadi, al da gidelim!
Neden öylece oturuyorsun uzun kavaklar boyu,
Nehre dizlerini sokan uzun kavaklar boyu susuyorsun.
Sana yağmuru getirdim,
Nehrin suyu bulandı,
Papatyanı al ve gel,
Tanrılar bizimle olacak,
Görmediğin kadar mavi ve beyaz!

Neyi söyler bize ay akşamüstü,
Gelmiyor diye,
Niye söyler?

Yağmur yüzüne benzerdi,
akşamları kaybolurdu,
Sesini duyardım sadece,
Elleri sana benzerdi,
Hem soğuk hemde sıcak.

Sana yağmuru getirdim,
Gökyüzünden bir kuş geçerse,
Bil ki o işarettir,
Gelecek!....