Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Nisan '08

 
Kategori
Tarih
 

Yahudi Teolojisinde Vadedilmiş (Kutsal) Topraklar

Yahudi Teolojisinde Vadedilmiş (Kutsal) Topraklar
 

Siyonizmin kutsal topraklar idealini sembolize eden bu resim www.nogw.com sitesinden alıntıdır.


Yahudiler kendilerini Tanrının ilahi sözünün muhatabı ve özel seçilmiş kavmi olarak görür ve Tanrının yeryüzünde toprak ve mülk lutufuna layık gördüğü tek kavmi olduklarına imanla, Tanrının bu ilahi sözünü Kutsal kitaplarında peygamberleri vasıtasıyla tüm insanlığa ilan edip teyyidettigine iman ederler. Bu itibarla Tanrı’nın ilahi sözünü kesinlikle yerine getireceği inancıyla hayatlarını idame edip varlıklarını devam ettirirler.

Yahudi kaynaklarında Bereşit, Şemot Kitabı’nın 12. bölümünde İsrailoğullarının soy-sop ve aile yapısını tarif eden pasajlarda, kutsal topraklardan bahisle; Avraamın (Hz. İbrahim) Fırat ve Dicle nehirlerinin suladığı her çeşit meyve ve sebzenin yetiştiği, ‘’Verimli Hilal’’ denen bölgede, Mezepotamya’da (bugünkü Irak) Ur Kasdim’de doğduğu ve daha sonra babasıyla birlikte Harrana göç ettiği ve orada iken Tanrının emriyle ileride İsrail toprağı olacak, Kenan diyarına gitme talimatı alarak ilahi yolculuğuna çıktığı şeklinde inaç yer alır. O’gün Tanrı Avraam’la bir anlaşma yaptı ve dedi ki: “Bu toprağı senin soyundan gelenlere verdim, Mısır’ın nehriyle, büyük Fırat ve Dicle nehirlerini’de içine alan Kenitlerin, Kenizilerin, Çitilerin, Kadmonilerin, Perizilerin, Refaim’in ülkesi; Emoritlerin, Kenanlıların, Gigaşitlerin ve Yevusitlerin’’ topraklarını sana ve soyundan gelenlere sonsuza kadar sahip olacakları tüm Kenan topraklarını verdim. Tanrı Kenan diyarını Avraam (Hz.İbrahim) ve ailesine İsrail toprağını, onun soyundan gelenlerin dünyaya örnek olacak bir ulus yaratmaları için, bir laboratuar olarak verdi gibi ifadelerle anlatılır. Yahudiler bu ifadelerden İsrailoğullarının Tanrı tarafından dünyaya örnek olarak seçilen özel bir ırk olduğu yorumunu yaparlar. Bu konuda başka bir fasılda ise, özetle şöyle izah edilir: Tanrı Avraam’a “beni destekle ve eğer Tektanrıcılık dünyaya yayılırsa sana iyi bir toprak parçası vereceğim” diye hiç bir şart koşmadı ve karşılığında hiç bir ahit (söz) almadı, Tanrı sözü olarak sadece senin soyunu seçtim ve verdim dedi şeklinde geçer. (Bereşit 15:18-21)

Teolojik açıdan Kenan diyarı ve kutsal toprakların tinsel (manevi) olarak duyarlı özel bir yer anlamını ifade etmesi yanında, Yahudi ulusunun taşıdığı misyonu yerine getireceği kutsal bir yer, kutsal bir vatan anlamınıda ifade eder. Kutsal Toprak anlayışına 11. Yüzyılın Tora yorumcusu Rasi daha farklı bir yorumla yaklaşır ve bu konudaki imanını şöyle ifade eder: ‘’Tanrı ilahi kitabında Yahudi ulusuna İsrail toprağını vermekten bahseder ve sözünü teyyit eder. Eğer Yahudiler Misyonlarını terk ederlerse toprağıda kaybederler. Bu manevi bir iddia ve Tanrı’nın sözüdür. Yahudi ulusuna İsrail toprağını Tanrı verdi. Kutsal kitap Tora’nın Yahudilere bir din devleti ve manevi bir iddia kazandırdığını idrak etmek çok önemli ve temel bir husustur, ’’ şeklinde yorumlar. Rasi Tanrı mülkü kutsal topraklarda sadece bir din devleti kurulabileceğine işaret etmek ister.

Şimdi yukarıya aldığımız Kutsal topraklardan ne anlaşılmalı şeklinde kaynak olarak ilahi kitaplara dayanan iki yorum aldık. Aynı konu üzerinde Bereşit Şemot kitabını (15:18-21) kaynak alarak yapılan yorumla, Tora yorumcusu Rasi’nin yorumu arasında iki farklı görüşün ortaya çıktığı bir çelişkiye dikkat çekmek isterim. Birinci yorumda Tanrının hiç bir şart ve koşul koşmadan, Kenan diyarının topraklarını İsrailoğullarına veridiği açıklanırken, ikinci’de Tora yorumcusu Rabbi Rasi’nin yorumunda ise: “eğer Yahudiler Misyonlarını terkederlerse, toprağıda kaybederler sözü, Kenan diyarının bir bedel, bir görev, bir sorumluluk karşılığında verildiğine işaret edilmekte. Yine ikinci yorumda Rasi’nin yorumunda; ‘’bu bir manevi idda ve Tanrı sözüdür’’ şeklinde ilahi vurgu yaparak belirtmek zorunda kaldığı yorumun ilahi kaynaklı olduğu kuvvetlendirilmek istenmetedir. Bence Rasi Yahudilerin zaman zaman Tanrı sözlerini dahi işlerine geldiği gibi bir yoruma tabii tuttuklarından dolayı, kendi dindaşlarını ciddi bir şekilde ikaz edip ve uyarma luzumunu hissetmiştir. Kuran-ı Kerimde Ey İsrailoğulları…size verdiğim nimeti ve sizi bir zamanlar alemlere üstün kıldığımı hatırlayın (Bakara: 2/47) ihtarı ve devamla… Size verdiğim nimeti hatırlayın ve ahdimi yerine getirin ki, Bende getireyim, yoksa benden korkun (Bakara: 2/40) ayetinde ikaz edilmesi, ilahi gerçeğin gerçek yüzünü ikinci yorumcu Rasi’nin yorumunda: Eger Yahudiler misyonlarını terkederlerse, toprağıda kaybederler sözünü destekler mahiyettedir.

Bir sonra’ki konu başlığımız “Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam’ın Mesih'e Bakış Açıları” olacaktır.

Metin YAZAREL

Kaynakça:

Bereşit, Şemot Kitab-ı Kerim (Bereşit 15:18-21).

Kur’an-ı Kerim (Bakara Suresi: 2/40 - 2/47 Nisa suresi 157 ve 158.)

 
Toplam blog
: 65
: 3015
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Sosyal Bilimler Fakültesi Sosyoloji bölümü  terk. Hollanda'da ikamet etmekte. Hollanda'da ..