Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

06 Eylül '08

 
Kategori
Öykü
 

Yakarış

Bu attığı adımlar son adımlardı belki, belki de son gördüğü insan çehreleriydi bu gördüğü çehreler. İçi sevgi doluydu ama kim anlardı onun bahsettiği sevgiden. Hep söylediği şarkılar ona asi duyguları aşılar ama o her seferinde içindeki sevgiyi düşünür yenerdi bu asi duygular. Belki de artık onunda söyleyecekleri vardı dünyaya kimsenin farkında olmadığı bu insan da yaşıyordu bu dünyada ama kimin umurunda. Gece ilerliyor ve artık yine dönme zamanı gelmişti o gitmek istemediği mekâna oturduğu evin önüne geldiğinde sadece bahçesindeki o yaşlı ağacı görebildi çünkü başka bir şey görmek istemiyordu. Evde onu neyin beklediğini çok iyi biliyordu adımları ne kadar da onu götürmese de, al kırmızıya boyanmış elini cebine attı ve anahtarını çıkardı hiç yapmadığı bir şeydi bu kapıyı açmak, hep onu kucaklayan kollar açmıştı kapıyı ama artık kucaklayacak hiç bir şey kalmamış ve bu koca dünyada kendi eliyle yalnız başınaydı. Açtı kapıyı içerden gelen ağır koku onu rahatsız etmemiş ve aksine alışmaya başlamıştı kan kokusuna. Evinin en geniş odasına geçti fazla eşyası yoktu oturmak için bir kaç kanepe ve eskiden kalma bir televizyon ama onu hiç biri ilgilendirmiyordu nedense şu an… evin tam ortasın da sönmüş üç kalp vardı ve emi di ki bu üç kalp kendi kalbinden daha fazla değerliydi. Eşinin saçı o kadar fazla kana bulanmıştı ki evlenmesine belki de sebep olan sarışınlığı kaybolmuştu. Onun eşi herkesten güzeldi şu an bile ama o şu an bu kadar duygusal olmamalıydı belki de.İki yavrusuna yine sarılan o idi her ne kadar da kalpleri atmasa bile ölüm bile anne yüreğine yenilmişti. Üzerinde hala o çok sevdiği kırmızı entarisi vardı eşinin. Ne kadar güzeldi o kimse bilemezdi. Ali bir sigara yakmak için elini cebine attı şu hani çok fazla duman çıkaran sigarasından içmek için yaktıktan sonra derin bir nefes çekti içine o kadar derin çekmişti ki öksürmesine mani olamadı. Evin içi çok keskin bir şekilde kan kokuyordu ve bu koku sigara ile karışınca o bile tiksindi bu durumdan. Tam üç gün olmuştu, evet koca üç gün geçmişti ama o ne ellerini yıkamış ne de dışarı çıkabilmişti. Hava kararınca çıkıyor ve tekrar gün doğmadan dönüyordu. Hiçbir şey yememiş adeta bir dilenciye kılığına bürünmüştü, hâlbuki o da severdi güzel yemekler yemeyi ya da eğlenmeyi şimdi bu olanlar duyulsa onu bir canavar ilan edecek ve hatta kendisinin yaşamaması için herkes el birliği edecekti belki de. Kimse onun neden bu hale geldiğini sormayacak, sorsalar bile bu sadece üçüncü kişileri ilgilendiren bir soru olacaktı. Ödeyemediği borçlar ve can parçalarının isteklerini yerine getirememek bunlar peki kaç kişiyi ilgilendirecekti kim bilir. Aklını alan bu düşünceleri beklide bir kenara itme zamanı gelmişti. Ayağa kalktı ve banyoya geçti önce duş aldı sonra sakallarını kesti hiç yitirmediği sevgi duygusunu yanına alarak diğer odaya geçti sadece eşine ve kendisine mahsus odaya. Gardırobu açtı ve nerdeyse hiç giymediği damat elbisesini giydi, dardı ama bu, elbisenin maneviyatı kadar sıkmıyordu onu şimdi. Ellerini boş bulunduğu bu anda cebine attı, cebinde onu gerçekten daha fazla yaralayacak bir şeye eli değdi, kalbi acıdı her ne kadar kendi kendine belli etmemeye çalışsa da gözleri doldu ve yaşlar gömleğine düştü. Bu akan tuzlu su damlacıkları insan nazarında yaş olabilirdi ama bu akan yaş değil bir yakarış, yalvarıştı gidenlerin geri gelmesi için, her ne kadar gelmeyecek olsalar dahi. Cebinden çıkan notu belki defalarca okumuştu ama şimdi tekrar okuyacak gücü yoktu. Ama kulaklarında eşinin ilk gün onun için yazdığı mısralar yankılanıp durdu ‘ SEVGİMİZ UMUDUMUZ, UMUDUMUZ İSE EKMEĞİMİZ OLSUN, EN KÖTÜ ANINDA BİLE BEN YANINDAOLACAĞIMA SÖZ VERİYORUM’ bu şiddetli ses yankılanması onu adeta ölmeden son kez yıkmıştı, çünkü eşine aynı notu o da vermişti. Sözünde duramayan ise kendisi olmuştu. İçeriye doğru yürürken artık sendeliyordu. İçeriye bu halde geçti ve ilk gün hazırladığı irmik ile son kez dünyaya baktı.

Ertesi sabah gazetelerde sadece üçüncü sayfayı işgal etmiş ve herkes ağız birliği edercesine onu suçlu bulmuştu. Ondan geriye kalan ise söylenmemiş sözler oldu sadece.

 
Toplam blog
: 11
: 394
Kayıt tarihi
: 02.09.08
 
 

Yüksekokul mezunu bir emniyet mensubuyum. İlgilendiğim tek konu yazmak olsa gerek. Yorumlarınız için..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara