- Kategori
- Kişisel Gelişim
Yaktın içimi Gülben, Yaktın!
Bir kadın, kadın olduğunu ne zaman anlar?
Kendini ne zaman kabul eder?
Biri onu sevdiği zaman mı? Sevilebilir, kabul edilebilir olduğunu gördüğü zaman mı? Masumiyetini kaybettiği zaman mı?
Evet dostlarım. Hepimizi etkileyen Masumlar Apartmanı'ndan geliyorum bugün sizlere. Bu hafta Gülben yüzünden içi yanmayan var mı?
Aslında öğrenilmiş çaresizlik Gülben'in yaşadığı. Hastalığı ve aile ortamı nedeniyle yaşadığı özgüven kaybı da var işin içerisinde.
Bir de tabi, "self sabotaj" var.
Onlar işin teknik kısmı ama, benim sorum baki.
Bir kadın, başkaları değiş dedi diye mi kadın olduğunun farkına varır?
Ya da illa ki topluma uyum sağlaması gerektiği için mi?
Bir de hep mi aynıdır, birini sever, sevdiği kalbini kırar ve o kırılan kalp sonrası mı büyümüş ve kadın olmuş olur?
Neden?
Önce insan olmayı öğretemediğimiz toplumda, kadın olmak hep mecburiyetlerden ve alışkanlıklardan mı doğar?
İstenileni yapmaktan ya da?
Kendi olan, kendini olduğu gibi seven ve kendini tanıyan bir kadın kadın olduğunda, neden kabul görmez de, tepki çeker etrafında?
Bir de kadın neden önce yanlışı sever daima?
Gerçi Esat yanlış değil. Yanlış olan Gülben'in özgüveninin anneden başlayan bir geçmişle hırpalanmış olması.
O hırpaniliği nasıl yaşatmış ama sahnede.
Ben izlerken yıkıldım.
O hapisanesinden çıkarken gözlerinden süzülen her yaşla yıkıldım.
Bazı acıları tanıdık geldi çünkü.
Kadınların sevebilir olması, onların kötü olduğu anlamına gelmiyor. Sevilebilir olduklarını bilmeleri de. Toplumsal alışkanlıklar onları mecbur bırakıyor diye zehirleniyor çoğu senelerce. Kendini bulduklarında da iş işten geçmiş gibi geliyor.
Merve hanımın oyunculuğu inanılmaz. Su gibi akıp geçen o sahnesi için teşekkür ediyorum.
Kadınlara uyanabileceklerini hatırlattığı için de.
Bana kızan dostlarım olacaktır belki. Kadınlar, insan olarak kabul edildiler mi geride kalan her sorun da çözülür bence.
Sevmek konusunda başarısız olabilirler, kendilerini tanıyarak o başarıyı kapatabilirler.
Kadınları mecburmuş gibi yetiştirmekten vazgeçin artık. Bir de kalıplara sokmaktan.
Olduğu gibi sevmenin ve sevilmenin çoğaldığı günler dileğiyle.
İzlemeyen varsa diyerek not düşeyim.
Masumlar Apartmanı 31. bölümde Gülben'in Han'a patladığı an'ı bulun bir seyredin.
Her kadın ardında bıraktığı oyuncak bebekleri ve mış gibi yaşamaya itilme zorbalığını iliklerine kadar hissedecektir.
Yazdığım her cümle konusunda emin olabilirsiniz. Kadın annedir, ailedir, yuvadır elbette ki, onları hakkıyla yaşayanların ellerinden öperim.
Ama sadece kadın onlardan ibaret değil.
Sürçülisan ettiysem affedin.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Sahi diziyi bir analiz kaynağı olarak görüp dönem dönem izleyen bir ben miyim? Yüreğim kaldırmıyor çünkü.
Yazın isterseniz konuşalım sizin için neler ifade ediyor dizi.
Sevgiyle.