- Kategori
- Kültür - Sanat
Yalan olmuş maziler
Eskiler yaşamış biz anlatalım. Efendim 1930’lu yıllarda gençler köyde tarım ve hayvancılıkla uğraşırlarmış. Dünyadaki ekonomik krizi bilmeseler de o dönem bütün kıtlığı ile dağ köylerinde de yaşanmaktaymış. Kışın köyde çalışan köylüler yaz aylarında ova köylerine çalışmaya giderlermiş. Daha çok Çağlayan, Akköy ve diğer ova köylerine. İncir, üzüm, şeftali toplar bel bellerlermiş. Zeytinleri de topladıktan sonra köye dönerlermiş. Bazıları da köylerde köfün sepet örmeye gidermiş.
*************
Bayramlarda erkekler çıngırak kurar, ip çeker, uzuneşek oynarken kızlarda çelik çomak oynarlarmış. Herkes ayrı yerde oynar erkekler kızları uzaktan seyredermiş. Erkekler kızların yanına geldiğinde kızlar hemen kaçarmış. Bir kızla oğlanın konuştuğu görülmezmiş. Evlilikler bile görücü usulü olmaktaymış. Kız istemeye gittiklerinde kıza sorulduğunda kız sessiz kalırmış. Bu kızın oğlana gönlü var denilip, gelene verilirmiş.
***********
O yıllarda Bursa’ya gelmekte zor imiş. Köylüler yetiştirdikleri taze fasulye ve diğer ürünlerini eşek veya katırlarla Bursa’ya getirirlermiş. Bu yolculuk üç gün sürermiş. Üçüncü gün sabahleyin güneş doğarken Çekirge meydanından Tahtakale’ye geçilirmiş. Genelde bu yolculukları Durhasan köyünden Koca Ferhat düzenlermiş. Bursa’ya girişte katırların nal sesleri Bursalı bayanları rahatsız etmesin diye sabaha karşı girerlermiş. O yıllarda Çekirge Meydanı düz ve karşıda geniş Bursa ovası görünüyormuş Koca Ferhat;
-“Ah ulan burası benim olsa da şurada bir düven harman sürsem” dermiş
Bundan böyle köyden gelenler buradan geçerken buraya “Koca Ferhat’ın düzü” derlermiş.
************
Sonraları Orhan kebir’den Tıngırlar kamyon almış, Bursa’ya gidecekler 2 gün ara ile akşamüzeri Cuma pazarına giderlermiş. Orada arabaya binerler sabaha karşı Bursa’ya varır ertesi günü dönerlermiş.
Şeref Doğru'dan aldığım bu anıları zamanla sizlerle paylaşmayı düşünüyorum. Bizleri biz yapan değerlere sahip çıkmak ve zaman hızla aksa da anıları taze tutmak dileğiyle…