- Kategori
- Psikoloji
Yalan söyledim

Kendime yalan söyledim, yapabilirmiş gibi yanlış olanı. Yediremedim sonra benliğime, uzandım ve baktım geriye...
Düşündüm, saatlerce düşündüm...
Neydi böylesine bizi hiç eden? Sonra cevabını buldum, kendime söylemeye bile cesaret edemedim... Yine yalan söyledim...
Baktım ki kendime söylediğim yalanlarla kendimden bir ben daha yaratmışım, asıl benliğim bir kenarda duruyor; çekilmiş bir ruhu var ve gücü kalmamış.
Durdum, yine düşündüm.
Sadece düşündüm.
Aslında o an bile düşünenin ben olmadığımı farkettim.
Yaşarken kendime söylediğim yalanlarla ölen bir beden vardı ardım da, o bedenden çaldığım ruhu oluşturduğum başka bir bedende barındırmaktı yaptığım.
Çıkış kapısını aradıkça kaybolduğum, git gide içine düştüğüm karanlık...
Sonra elini bana uzatan bir ışık!
Arkamda bıraktığım beden ruhunu istiyor benden, son takatiyle el uzatıyor ve açtığı kapıdan kimin güçlü olduğunu gösterircesine son gücüyle bakıyor; baktığı nokta hep aynı, kalp hizası, eksik olan şeyi anlıyor beden.
Bir kalbi yok!
Yalanlar öylesine kandırmış ki onu, hissetmiyor.
Yalanlar esir eder kendine ve bir noktadan sonra kendiniz bile inanmaya başlarsınız onlara. Sonrasında konuşan siz, siz değilsinizdir aslında; başka bir bedende sıkışmış, acı çeken ve kurtulamayan ruhunuzdur.
Pelin