Yalancı yürekler

Sahtekardı ruhlar. Gerçek yüzlerini saklıyorlardı. Gayet sinirli ve katı bir adam, kendini çok kibar bir insan olarak gösterebiliyordu. Çok sinirli, asabi bir kadın, dünyanın en pozitif insanı kılığına girebiliyordu. Kandırmacadan ibaretti hayat.

Sahte ruhlar ve sahte kişiliklerle kandırıyor ve kandırılıyoruz. Sevdiklerimizin yanında sinirli, asabi ve sertken, dışarıdan herhangi bir insanı etkileyebilmek için en güzel, en yakışan sahte ruhumuzu geçiriveriyorduk üzerimize. Aldatıyorduk, kandırıyorduk birbirimizi.Belkide kendimizi.

Yalın halde davranamıyorduk.Hep eklerimiz vardı hayatta. Kandırıyor, kandırılıyorduk. Acılar sıralanmaya başladımı bu oyunlardan sonra, neden böyle acı çekiyorum soruları başlar. Kabullenilmez yapılan yanlışlar. Yalancı ruhları çıkarır atarsınız üzerinizden. Kirlenmiştir. Yıkayıp ütüleyip ileri bir zamanda tekrar kullanılmak üzere rafa kaldırılmıştır.

Yalancı yürekler, birbirlerinin oyununa gelmiştir. En büyük acıyıda yine onlar çekmiştir.

Bir hevestir belki tüm duygular, belki biraz heyecan tatmak istemiştir ruhunuz. Kürkçü dükkanının sizi beklediğini biliyorsunuzdur. Belki de ondardır bu rahatlık, bu düşüncesizlik. Herşeyin bir yalan olduğunu farkedersiniz belki ama işinize gelmez. Doğrular zordur bazen... Onlara uymak, doğru şeyler yapmak, kurallar sıkar sizi. Yanlış, yalan, sonunda acı olduğunuzu bilseniz de onun peşinden gitmeyi tercih edersiniz.

Belki de ruhunuz herşeyin yalan olduğunu bildiği halde, inanacaktır bu oyuna. İnanmak isteyecektir belki. Kendi de bir yalandır ama yaralayacaktır onu bu yalan dünya. Pişmanlıklar yok, keşkeler yok hayatında. Herşeyi kabul ederek girmiştir bu oyuna. Anlık duygular yaşamak istemiştir, günah olsa da, yasak olsa da, imkansız olsa da...