- Kategori
- Felsefe
Yalnızlığa dair!

İnsanın duyguları üşüyünce düşüverir gölgesi bedenine sonra yalnızlığın koynuna düğümlenir kalıverirsin kendinle öylece...
İşte o vakit ruh cebelleşir elbisesiyle, yapışır sülük gibi kanına, üşümüş bedenine dolanır ve emer seni..
Sonrasında da gömülürsün kendine kendinle.. Yapayalnız ve kimsesiz,çünkü çaresizsindir düşüncelerinde.
Artık değil kalabalıklar
Yalnızlıklar da almaz seni
Özlersin kendinden başka her şeyi
Bir daha tutunamazsın düşlerinde buz tutmuş meskenine..
Hadi düşün bakalım
Gecede mi gün saklı gündüzde gece mi?
Aydınlık mı karanlıkta karanlık tamı aydınlık?
Yalnızlık mı haklı yoksa kalabalık mı?
Çık işin içinden şimdi değil mi? Peki ya bu kimin aklı?
Bilir misin ? Türküler ana gibi, yar gibi, ayna gibi, sır tutmaz bel ki ama barındırır anlatır, ağlatır..
Yakar yandırır, aşertir bizi ruhumuzda..
Bir bakmışsın rüyaymış geçmişiz kendimizden, tıpkı gençliğimizdeki gibi, uyanmışız yeniden...
Yanımızda özlediğimiz güneşimiz en sevdiğimiz bizim.. San ki mucize gibi..
Duyuyor musun sana söylüyorum?
İyi dinle, haydi doğur bizi yalnızlık.
Zaman mı?
Yirmi Beş Ekim İki Bin Altı Dünya Yılı.
Sabiha Rana
Yedi düvel gönüllere BEYAZ DÜŞLER paylaşımıdır!