- Kategori
- Aşk - Evlilik
Yanlış mevsim

Bu mevsimlerin çiçeği değilmişim. Açmak için çaba göstermişim. Havamda değişmiş, toprağımda… Bir can suyu seçmişim kendime… Kurutmuş köklerimi…
Zaman mıydı yanlış olan yoksa biz mi? Sen miydin yanlış kalan yoksa ben mi? Gözümün önündeydin, burnunun dibindeydim. Ama bana ışığını vermek için tüm ümitlerimi yitirmemi bekledin. Önceleri içimi ısıtan bir teselliydin. Sen bana geldin, ben kendime… Korktum delice… Yine kaçmak istedim sessizliklere… Ama uzaklaşamadım ruhumu besleyen sözlerinden. Bana yeni doğmuş hissi veren “ısmarlama düşlerinden.”Sokuldum sıcaklığına, kapadım gözlerimi, bıraktım kendimi boşluğuna…
Tutmadın… Anladım ki yokluğuna düşmüşüm. Yokluğunda düşmüşüm. Uyanmak istemedim. Açmak istemedim gözlerimi. Çıldırırcasına sıktım göz kapaklarımı. Canımı acıttım. Bu acıyı bile sevdiğimi hissettim. Bu kez kaybetmekten korkar oldum. Bırakmak istemedim, üşümek istemedim. Ben sana geldim, sen kendine… Buz kesildin, taş kesildin. Anladım ki sen artık bu mevsimdin…
Koşmayı bıraktım bir gece. Hakikatler canlandı gözümde kare kare… Sen çoktan gitmiştin aslında. Benim de peşinden gelmem sebepti yanılmama. Uzak değildik ki… Yan yanaydık işte. Bu bahçeyi terkini hissettim yorulduğumu fark edince… Soluklanmak için bekledim… Dinlendikçe gördüm aramızdaki uçurumu… Dönmedin geriye, bakmadın bile… Koşar adımlarla gittin bilmediklerime. Son kez baktım ardından, rüzgâra verip yüzümü, üşüye üşüye döndüm evime…
Hata bende kabahatte… Filizlenmek için yanlış mevsim seçmişim kendime. Masumiyetimi de, kokumu da toprağımda kaybetmişim. Yaz, nergisi öldürürmüş bilememişim…